ABBARA
Gülden Mahmut
Başta Mardin’in ve dahi birçok Güneydoğu Anadolu ilinin simgesi haline gelmiş olan Abbaralar, kadim şehirlerin her döneminden izler taşımakta. Evler ve sokaklar arasında bağlantı kuran abbaralar, aynı zamanda yazın sıcağından ve kışın soğundan korunmak için birer sığınak.
ABBARA
Göğün hemen altına serilmiş
sınırlardaki son ağaçlar gibiydi seninle yazgımız
Abbara
Neden terkeder bir Süryani
Telkâri gülümseyişini bu topraklarda
Beşiklerde yarım bırakılmış ninniler
Çanaklarda yorgun nefesler
gibidir mevsimler
Ve bir Yezidi’nin güneşe açılan yüreği
kanar kına yakımlı avuçlarımda
Abbara
Abbara
Canım yeni iklimler çekiyor
Yeni yürek çırpınışları
Sevişmeli ve yeniden yaratmalıyız dünyayı
Durgun, uzak ve temizken her şey barışta
Canım yeni mevsimler çekiyor Abbara
Yeni sözcükler
Acının kıyısında
Abbara
Bahe’nin ölümüne bekleyişi mi düşecekti benim de payıma
Binlerce yıldır suskun kalmış Deyrul-Zafaran
Taşıyor derinliklerimden
Safran sıcaklığında
Abbara
Bir ırmak bir çöl gibi
Düşüyorsun yazgıma
Mardin usulca akıyor içimden
Bir telkâri ustasının sabrı
Çoğalıyor kendi sessizliğinden
Abbara
Durmaksızın yenilenen şu üstündeki koskoca dünya
Koşut bir hızla akıyor sıcaklığıma
Abbara
Başımı dayayıp çıplaklığına
Uyuyabilirim
Yaralı bir ceylan acısıyla
Duyabilirim çırpınışılarını dengbejlerin
Safrana bulanmış taş yontularda
Abbara abbara
Neden her savaşa bir ölü gerek
Bir mendil gökyüzü ve de
Annelerin kederini örtecek
Abbara
duyuyorum
Uzakta yoksul bir köy evinin türküsünü
Işığa dönüşeceğini ve de
nehirleri çalınmış çocukların sesini
Kasıklarımda
Doğacaklar yakında
Abbara
Ababara
Beni sensiz bırakma
Abbara
Gülden MAHMUD
Mardin başta olmak üzere kadim denilebilecek eski şehirlerde, binaların altından sokakları birbirine bağlayan küçük tünellere ‘abbara’ deniliyor.
Abbara ‘bir yerden bir yere geçirmek’ anlamından, Arapça ابارا ‘abera’kelimesinden türemiş bir isimdir. Türkçemize geçit veya kabaltı olarakta çevirilen abbaralar, evlerin altında sokaklar arası bağlantı görevi gören birer geçit mahiyetinde.
Genellike Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki illerde örgü teknikleri kullanılarak inşa edilen abbaralar bazen sivri kemerli, basık kemerli veya yuvarlak kemerli olup, örgü sistemi beşik tonoz, çapraz tonoz olarak karşımıza çıkar. Abbaralar ortak kullanım alanları ile özel kullanım alanlarının ara kesitlerinde nasıl bir yapılanma içinde olduğunu gösteriyor. Abbaraların alt kısmı kamuya, üst kısmının ise mülk sahibinin mülkiyetinde olduğu belirtiliyor.Abbaralar sıcak yaz günlerinde serin bir nefes almak için kısa mola yerlerinden biri aynı zamanda.
Abbaralar genellikle; Kilis, Şanlıurfa, Adıyaman, Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Mardin, Siirt ve Şırnak’ta bulunmaktadır ve sayıları toplam 14 tür. Abbara denilince akla gelen ilk şehirler arasında Mardin ve Kilis bulunuyor. Bildiğim kadarıyla abbaralara en fazla sahip olan şehir Mardin. Dolayısıyla Mardin denince akla ilk gelen sembollerden biri abbara.
Abbaraların yapıları ve şekilleri itibariyle birbirinden farklı olmaları onları özel kılıyor. Tıpkı insanlar gibi her biri farklı özellikte ve kendine has. Eskilerin deyimiyle her abbara bir insan.
Abbaralara yüklenen bir diğer anlam ise dünya hayatı ve ahiret hayatı arasında bir köprü temsil ettiği. Gerçekliği nedir bilinmez ama, yazın sıcaktan,kışında soğuktan korunmak için güzel birer korunak oldukları kesin. Bir gün yolunuz Mardin’e düşerse mutlaka abbaraları görün demeyeceğim. Çünkü siz istemesenizde yollarınız bir yerde onlara çıkacaktır.
Gülden Mahmud kimdir :1977 Yılında Anamur ´da doğdu. İlk ve Ortaöğrenimini Anamur’da tamamladı. Atatürk Üniversitesi Kazımkarabekir Eğitim Fakültesi Edebiyat Bölünden 2000 yılında mezun oldu .İlk olarak Anamur Güngören İlköğretim okulun da göreve başladı. Daha sonra Gaziantep, Edirne ve İstanbul’da farklı okullarda Edebiyat öğretmenliği yaptı. Bekar ve 1 çocuk annesi olan Gülden Mahmud 2017 Eylül ayından itibaren Valide Sultan Mesleki Teknik Anadolu Lisesi’nde müdür yardımcısı olarak görevine devam etmektedir.
Tebrikler, Abbara’yı şiirinizde ne kadar da yüreğe işleyen bir şekilde anlatmışsınız tarihi dokunun, sosyal yapının şiiri bu kadar güzel ifade bulabilir. Selam ve Sevgiler Gülden hanım
Teşekkür ederim Türkan Hanım.insan ağlayınca topraklar da ağlıyor,dağlar taşlar sokaklar da. ben duydum abbaranın sesini.sesler dinledim altından geçerken sesler topladım abbarayı içime çekerken.Ağlıyordu…İçime işledi yakımları. Anlaşılan o ki siz de duymuşsunuz ondan topladığım sesleri…aHMET arif tezininzde yankılanan ses abbara ve benle bütünleşti günler önce.kaleminize sağlık.Sevgiyle.