DUYURU
YERELDEN EVRENSELE
Anadolu Halk Bilim Kültür Akademi’ sinin aylık yayın organıdır.
YERELDEN EVRENSEL ‘ e dergisinin ana teması: Bilim , halk bilim, tarih, arkeoloji, sosyal ve topluımsal coğrafya’ dır.
Konular genellikle Akademimizin bulunduğu Doğu Çukurova yada Çukurova ve çevresidir. Ancak bu konular yerelde ama aslında evrensel değerlerde olmasına özen gösteriyoruz.
Ayrıca her sayımızda bir Anadolu bilgesini işleyeceğiz.
Yine her sayımızda dünyanın bir bölgesinden geçmişte yada günde önemli bir yerel temayı işleyceğiz.
Dergimizde elden geldiğince görsel durumlarıda işlemeye çalışacağız. Hatta derginin temasına uygun kısa belgesel filmlerde yayınlamayı düşlüyoruz.
Bu dergi Akademinin yayın organı olduğuna göre , Akademinin bünyesinde kurulu bulunan KARACOĞLAN ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ’ nünde yayınlarına yer verecektir.
Gene Akademinin bünyesinde görev yapan AMON FELSEFE OKULU haberleride yer alacak dergimizde.

Dergi yayın kurulu
Halis Açacak , Karacoğlan Araştırma Enstitüsü hakkında bir yorumda bulunmuş. Kendilerine teşekkür ediyoruz.
KARACOĞLAN
Bilindiği gibi Karacoğlan’ın şiirleri, hasreti, ayrılığı anlatır. Ben Bodrum’da oturuyorum. Buraya yerleştim sayılır. Aslında Kırmıtlı Köyü doğumluyum. 13 yaşında köyden ayrıldım. Öğretmen okulunun izinleri hariç köyden uzak kaldım. Sonra da yurdun çeşitli bölgelerinde öğretmenlik yaptım.
Şunu da eklemem lazım: Köyümün havasında yetiştim. Gençliğim bu havada sürdü. İlk kez orada aşık oldum.
Bu açıklamayı neden yaptım? Son yıllarda ne zaman köye gitmeye karar versem Karacoğlan’ın o meşhur türküsü gelir dilime yapışır. Bazen köye gitme kararından sonra yola çıkmamız bir hafta sonraya kalır. Hazırlık olur. İşte bu zaman içerisinde dilime yapışan karacoğlan türküsünün söyle dururum. GAYRİ BİZİM ELİN KARACALISI…. GÜL OLDU GİDELİM BİZİM ELLERE….. ANAMIN BABAMIN ACI SÖZLERİ….. BAL OLDU GİDELİM BİZİM ELLERE….
kARACOĞLAN dendiğinde hemen aklıma gelen bu tüküyü Kırmıtlı’ya varana dek söylerimm. Düşünün karaçalını sevimsiz ve doğadaki en kötü bitlikelden biri olan karaçalı aranır olur. işte içinden çıktığın toplumu özleme konusunda hasretliği anlatan bu dizelerin başka bir eşi yoktur. Çünkü başka Karacoğlan yoktur.
Kırmıtlı’da komşumun oğlu Rusya’ya çalışmaya gitti. Geçimsiz biri değildi ama karısına ana-avrat küfür ederdi. O melek yüzlü güzel kadın bu küfürler karşısında ne yapacağını bilmezdi. Kocası Rusya’dan geri dönüş uzayınca perişan oldu. Bir gün kocası telefon etmiş. Ona geri dönmesi konusunda ısrar edince Kocası hemen gelemeyeceğini söylemiş. Kadıncağız diyormuşki “TUNCAY TUNCAY SENİ ÇOK ÖZLEDİM. HATTA “ANA-AVRAT KÜFÜRLERİNİ BİLE ÖZLEDİM” diyormuş.
Sonuç olarak gurbeti keşfeden de, onun zalimliğini dile getiren de odur.
Şimdilik Karacoğlan için bu anekdotla yetinelim. İlerleyen zamanda daha uzun yazılar yazarım