Dinlerin hali pür melali
Mehmet Göl
Bir yılı aşkın bir zamandır savaşıyorlar. Bir yanda Yahudiler, bir yanda Müslümanlar. Aslına bakarsanız köken itibarı ile iki halk baba bir kardeş. Dinleri, dilleri, ayrı ama aralarında kan kardeşliği var. Araplarla Yahudiler Hz. İbrahim’in Sara ve Hacer’den olma torunlarıdır. Barış içinde yana yana yaşamaları gerekirken sürekli savaş halindedirler.
Kaynaklardan öğrendiğimize göre Hz. İbrahim’in ilk eşi Saradan çocuğu olmamış. Eşi Sara’nın da isteği üzere cariyesi Hacer’le evlenmiş. Hacer’den bir oğlu olmuş adını İsmail koymuşlar. Kaynaklar Arapların atasını İsmail olarak gösteriyor. Mutlu evlilik sürerken 14 yıl sonra Sara’dan da bir oğul dünyaya gelir. Bunun adını da İshak koyarlar. Kaynaklar İshak’ı da Yahudilerin atası olarak gösteriyor. Görüldüğü gibi Yahudilerle Araplar anaları ayrı babaları bir kardeşler. Yani üvey kardeşler.
Yahudi inancında, kutsal öğretileri Tevrat’ta anlatıldığına göre Hz. Musa Tur Dağında Allah’dan ünlü “ON EMRİ “almıştır. On emrin en ünlü, en çapıcı, en güncel olanı hiç kuşkusuz “ÖLDÜRMEYECEKSİN “ olanıdır. Günümüzde Yahudi dininin (Museviliğin) ne de kutsal öğretileri Tevrat’ın hiç mi hiç kıymeti harbiyesi yoktur. Filistin’de üvey Müslüman kardeşin kanları akmaya devam ediyor.
Yahudiler Firavun zulmünden kaçıp Mısır’dan çıkınca dünyanın dört bir yanına dağılmışlardır. Amaçları kutsal topraklara (Arz-ı Mev’ut) yerleşmek ve kendi devletlerini kurmak tır. Amaçlarına 1948 yılında Müslümanların ana Yurdunda İsrail Devletini kurarak ulaşmışlardır. Hem de Müslüman Arap şeyhlerinin İsrail’li para babalarına sattığı vatan topraklarında. Bu Devleti ilk tanıyan Emperyalist Amerika’dır. Onu, Fransa, Almanya ve İtalya takip etmiştir. Ne yazık ki İsrail Devletini ilk tanıyan ülkelerden biri de Türkiye Cumhuriyetidir.
1948 Yılında İsrail devleti kurulduğunda Filistin Kurtuluş Örgütü Lideri Yaser Arafat 17 yaşında bir delikanlıdır. Mücadeleye illegal olarak yer altıda başlamıştır. İsrail 1967 savaşında Emperyalist Amerika’nın desteği ile aralarında Mısır ve Suriye’nin de bulunduğu Müslüman ülkeleri bozguna uğratmış topraklarını genişletmiştir. Sayıları elliyi aşan Müslüman Ülkelerin hiç biri bu yenilgi karşısında kılını bile kıpırdatmamıştır. Kur’anın Huccurat Suresindeki” İNANANLARIN KARDEŞLİĞİ” ilkesi havada kalmıştır.
Filistin’de iktidar kavgası sürerken İsrail Yaser Arafat’a karşı bu gün savaştığı “HAMAS” ı desteklemiştir. Şimdilerde Işid’in tutarsız, karanlık tavırlarının İslam ülkelerini da rahatsız ettiği bilinmektedir. Yasını tuttuğumuz Işid Liderinin iki kardeşinin İsrail ordusunda görevli olduğu, bir kız kardeşinin de cenazesine gelmediği manidar değil mi?
İsrail’in durmak bilmeyen saldırıları nasıl önlenecek. Birleşmiş milletlerin bulunduğu alanlara da korkusuzca saldıran İsrail’in arkasında emperyalist Amerika’nın olduğu su götürmez bir gerçektir. Ne Birleşmiş Milletler, ne de Nato üyesi ülkeler artık yeter diyemiyor.
Hiç unutmam. Maraş Lisesinde öğrenci idim. Birleşmiş Milletler günü kutlanıyordu. Tarih öğretmenim Mehmet Karavit konuşma yapacaktı. İt Tepesinde koca salon tıklım tıklımdı. Tarih öğretmenim elindeki kağıtlarla çıktı kürsüye. Salona dikkatlice baktı. Ne birleşmişi yahu dedi. Bunların adı “BİRLEŞMEMİŞ MİLLETLER” dir dedi. Elindeki kağıtları yırtarak attı konuşmadan indi. Salonda kıyamet koptu alkıştan.
Müslüman Ülkeler, Nato, Birleşmemiş Milletler ne iş yapıyorsunuz, Filistin’de bir insan azmanı Faşist kan dökmeye devam ediyor. Siz nasıl örgütsünüz, sizin dininiz, imanınız, Allah’ınız yok mu? Siz insan değil misiniz?
Çıkın şu fasit dairenin içinden. Kırın şu uğursuz çemberi.
YETER BE… YETER BE… YETER BE! 22 Ekim 2014
Mehmet GÖL
Mehmet GÖL , kimdir :
Kemalist İlahiyatçı. — Osmaniye Düziçi bölgesinden köklü ve demokrat bir aileden gelir. Düziçi nde Öğretmen lisesi ve eğitim enstitüsü müdürlüğü yapmıştır. Antiemperyalist ve halkçı anlayışı yüzünden kovuşturmalara uğramış, dağ başlarına sürgünler edilmiştir. ADD derneği Adana başkanlığını yapmıştır. Şu anda ülke gerçekleri üzerine yazan, konuşan bir yurtseverdir.