Yarasalar niçin çok faydalı bir hayvandır?
Ayhan Küyük
Dünyadaki tek uçan memeli hakkında ne biliyorsunuz ya da ne biliyoruz?
Bu yaratıklar bazı filmlerde canavar olarak gösterilebilir, ancak doğanın ve ekosistemin korunması için oldukça önemli işler yapmaktadır.İşte yarasaları daha iyi anlamanıza yardımcı olacak birkaç satırbaşı.
İnsanoğlunun en çok korktuğu ancak kendisine tahmin edemiyecek kadar faydalı olan uçan memeli yarasalardır.
İnsana ve tarıma zarar veren böcekleri, sivrisinekleri yiyerek yaşamını sürdüren yarasaların, insan sağlığı için görünmez savaşçılar olduğu bilinmektedir.
Amerika’nın Teksas eyaletinde bir mağarada bulunan 20 milyon yarasanın bir gecede 200 ton sinek ve böcek tükettiği tesbit edilmiştir.Birleşik krallıktaki yaşayan yarasaların çiftçilere yılda böcek ve sinekle mücadelede 22 milyar Euro kazandırdığı bilim insanlarınca söyleniyor.
Birçok farklı tür olduğu için, birçok farklı yarasa diyeti de var! Bazı yarasalar meyve, tohum ve polen, bazıları ise böcek ve diğer küçük hayvanları yerler. Türkiye’deki birçok yarasa böcek öldürücüdür. Aslında, yarasalar, güveler ve sivrisinekler gibi gece uçan böceklerin önde gelen avcılarıdır! Diğerleri diyetleri için yalnızca meyve ve nektarı kullanır. Bu yarasalar bitkiden bitkiye uçarken, ülke çapında ekosistemler için kilit bir tozlayıcıdır.
Yarasa gececidir, yani geceleri aktif olurlar ve gün boyunca dinlenirler. Gündüz saatlerinde mağaralarda, eski veya kalıntı binalarda, büyük yapılar altında ve ağaçlarda yarasaları bulabilirsiniz.
Popüler söylentilerin aksine, yarasalar kör değildir. Fakat gece gökyüzünde gözlerinden ziyade gezinmek için ses dalgalarını, yankıları kullanıyorlar. Biyolojik sonar kullanarak nesnelerin nerede olduğunu belirlerler. Biyolojik sonarı yapmak için, yarasalar ağızlarından veya burunlarından ses çıkarır. Ses dalgası, böcek gibi bir nesneye çarptığında, nesnenin üzerinden sekerek yarasanın gökyüzünde gezinmesine yardımcı olur. Harika değil mi?
Yarasalar yumurtlamazlar çünkü memelilerdir. Diğer memeliler gibi, yarasalar da yavrularını doğurur ve onları vücutlarından sütle besler. Yarasalar, dünyadaki en yavaş üreyen hayvanlardan biri olarak kabul edilir ve dişi yarasalar genellikle yılda yalnızca bir yavru üretir.
Çok fazla korku filmi izlemeyi bırakın. Çoğu yarasa türü kan emmez. Genellikle kanla beslenen Vampir Yarasa denilen bir tür Desmodus Rotundus Türkiye’de yaşamaz.
500’den fazla bitki türü, tozlaşma için yarasalara dayanmaktadır! Yarasalar büyük bir tozlayıcıdır ve bitkilerin, meyvelerin ve çiçeklerin büyümesini mümkün kılar. Böcek öldürücü yarasalar zararlıları da kontrol eder. Bu sinir bozucu sivrisinekler? Onları yemek için etrafında yarasalar olmadan başa çıkmak için çok fazla olurdu! Yarasalar ayrıca tohumlar dağıtabilir ve doğal olarak ormanları yeniden ağaçlandırır. Söylemek gerekirse, yarasalar çevremiz için kritik derecede önemlidir.
Ne yazık ki ülkemizdeki yarasa türlerinin büyük bir bölümü habitat kayıpları sonucu yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Hala nesli tükenmeyen yarasa türleri için hızlı bir nüfus düşüşü görülüyor. Bu habitat kaybı ve habitat parçalanması, beslenme alanlarının bozulması gibi insan rahatsızlıkları da yarasaları olumsuz etkilemiştir.
Bizim gibi ziraat endüstrisinde dışarıya bağlı bir ülke için yarasalar bulunmaz bir fırsattır.Bu bağlamda yarasa popülasyonlarını artırıcı proğramlar ortaya koymalıyız.
Ayhan Küyük /Ayhan Küyük kimdir :1961 Adana İli Karataş İlçesi doğumludur. 1983 yılında Orman Fakültesini dönem birincisi olarak bitirdi. TUBİTAK Bilim Adamı Yetiştirme Bursu ile İstanbul Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü’nden Orman Yüksek Mühendisi olarak 1985 yılında mastır eğitimini tamamladı. 1985 yılında askerlik yükümlülüğünü Asteğmen olarak Bayburt’ta yaptıktan sonra Kastamonu Orman İşletme Şefi olarak meslek yaşantısına başladı. Kastamonu, Ayancık ve Sinop Orman Müdürlüklerinde işletme şefi ve Sinop Orman İşletme Müdürlüğünde Müdür Yardımcılığı görevini yaptı. 1993–1994 yıllarında Almanya’da bir yıl süreli Türk-Alman yapraklı projesi kapsamında modern orman işletmeciliği, doğa ve çevre koruma ile yaban hayatı konularında eğitim aldı. Yurt dışı eğitiminden sonra bilgi ve görgüsünü yansıtmak üzere 1995 yılında Adana Milli Parklar ve Avlanma Hayatı Başmühendisliği görevine atandı. 1997 yılında da Adana Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Başmühendisliği görevini yürüttü. 1998 yılı sonundan 2003 yılına kadar Adana Milli Parklar ve Av- yaban hayatı Şube Müdürlüğü ve Adana İl Çevre ve Orman Müdürlüğünde Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü görevini başarıyla yaptı. Yaptığı bu görevlerle bir yandan Doğu Akdeniz Bölgesinde korunan alanlarının miktarını artırırken diğer yandan da av-yaban hayatının gelişmesi için azami gayret ve emek sarf etti. Doğa ve çevre koruma ile milli parklar ve av-yaban hayatı konularında birçok panel ve sempozyumlarda konuşmacı olarak yer aldı. Ulusal ve yerel gazetelerde Doğa koruma ve Çukurova deltasıyla ilgili bir çok makalesi yayınlandı. Çukurova deltası ve özellikle Akyatan’ın korunması ve geliştirilmesi konularında bağlamında ulusal ve yerel medya aracılığı ile kamuoyu oluşturma faaliyetlerini gerçekleştirmiştir. Orman ve çevre bakanlığının yeniden yapılanması sürecinde 2004 yılından 2007 sonuna kadar Adana Orman Bölge Müdürlüğü Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü görevini yürüttü. Halen Adana Orman Bölge Müdürlüğünde Orman Yüksek Mühendisi olarak görev yapmaktadır. Ayrıca 2004-2010 yılından TMMOB Orman Mühendisleri Odası Doğu Akdeniz Şube Sekreteri olarak da görev alan Küyük, evli 3 çocuk babası olup Almanca bilmektedir.