YAŞAR KEMAL 100.YAŞINDA
SESLERİ VE RENKLERİYLE ÇUKUROVA
“Çok eski zamanlardan bu yana burası, Aladağ’ın ardı Türkmenin, Yörüğün yaylağı.
Çukurova ne zamandan bu yana bu insanların kışlağıysa o zamanlardan bu yana da
Aladağın koyağı bunların yaylalarıdır. Yörükleri ne bu kışlaktan ne bu yaylaktan kolay kolay
ayıramazsın, ölürler. Bir koyağın doruğunda bitmiş bir ot nasıl inatla köklerini sert bir çinke
taşına sarmış tutunmuşsa Aladağ Yörüğü de öyledir. “
Yaşar Kemal, Binboğalar Efsanesi
Yaşar Kemal ‘i köprünün başında eski halk eğitimi merkezi kütüphanesinde İnce
Memed kitapları ile tanıdım. Sobanın başında Üç Anadolu Efsanesi, Binboğalar
Efsanesi ve diğerleri. Bana yazma dürtüsü veren onun kitapları oldu. Söz dağarcığım
onun betimlemeleri ile çoğaldı. O derliyordu, bir yandan yazıyor, bir yandan Türk Dil
Kurumuna Türkçe sözleri deyimleri aktarıyordu. İşte bunu öğrenince onu daha fazla
okumaya başladım. Merkezi Osmaniye de bulunan Yerelden Evrensele Anadolu Halk
Bilimi Kültür Akademisi tarafından Yaşar Kemal araştırma 1. ödülü bana (2021) verildi.
Silifke de, Mersin de okuma grupları başladı. Okuma aşkı olan, kültür insanları bir
araya geldiler. Kitapları alıp birlikte okumaya, onu irdelemeye, onu tartışmaya
başladılar. Silifke de ilk kıvılcım Halk Kırtasiye ( Songül Saydam- Yaşar Öztürk ) de
başladı. Orası yıllar önce babaları rahmetli Kamil Saydam ın kurduğu bir kitap evi idi.
Çocuklar, gençler hep oradan aldıkları kitaplarla okuma alışkanlığını kazandı. Parası
olsun, olmasın; kitapları alıyorlardı. Okuyorlardı, başkalarına okutuyorlardı.
Anadolu Lisesinde edebiyat öğretmeni Meryem Divrik onlar ile birlikte başladılar
birlikte koşan alayı okumaya. Hiç bıkmadan, usanmadan, kar kış demden, kah
kurumlarda, kah evlerde okudular. Sonra Taşucu Anadolu Lisesinde bu gruplar oluştu.
Taşucu Anadolu Lisesinde Yaşar Kemal ‘in Binboğalar Efsanesi ni seçtiler. Öğrenciler
ile birlikte öğretmenler ilmik, ilmik okudular. Bu yetmedi, o bölgeyi, yani Çukurova’ yı,
Gavur ( Amanos ) dağları , Aladağ ve Torosları dağlarını gezdiler. Orada Yaşar Kemal’in
yaşadığı, derleme yaptığı alanları gördüler. Türküleri dinlediler. Karacaoğlan,
Dadaloğlu onları karşıladı. Yaşar Kemal in eşi ve yakınları onları konuk etti.
Bilgi birikimi doldu taştı, edemediler. Okullarında bir resim, fotoğraf sergisi, korolar
kuruldu, türküleri çalıştılar aylarca. Okul müdürü Huri ŞAHİN, edebiyat öğretmenleri
Meryem Divrik, İbrahim Kuçuş, Müzik öğretmeni Demet HARPUTLUOĞLU, ÜMİT
HALİT ÜÇYILDIZ ve Silifke okuma grubunda bulunan tüm katılımcılar bir gece
hazırladılar. Bir davet çıkarıp Prof. Dr. Doğan Cüceloğlu Kültür Merkezinde halk ile
buluştular.
Kitap okuma gruplarının içindeki heyecanı bizlerde hep beraber tattık. Toroslarda,
Amanos(Gavur Dağlarında) türküler ile birlikte gezdik. İnce Memed Türküsü ile
coştuk. Dadaloğlu, Karacaoğlan türküleri ile duygulandık. Hani milyonlar harcanıp
getirilen sanatçıları, burada sergilenen sanat ruhunu ve coşkusunu veremedi.
Onlar okudular, yaşadılar bizlere aktardılar. Bizde onlar ile birlikte o kitabı daha canlı
okuduk. Yaşar kemal ‘in yaşadığı köyünü yaşadık, onun Van’dan göçünü, Çukurova da
ırgatlık, Aladağ da yörük yaşamı , Toroslarda Avşarların, Kozan da , Kadirli, Osmaniye
de ötekilerin yaşam mücadelesi. Onların içinden çıkan İnce Memed halk kahramanını
ile gezdik , dolaştık.
Geriye bir şey kaldı. İnce Memed romanında Topal Ali vardı. İz sürerdi. Biz de iz süre
süre Aladağ da bir top ışıkla birlikte kaybolan İnce Memed ‘i bulduk. Karaman Ayrancı
Çat köyü yakınlarında Meşelik’te bir mezarlıkta yatıyor. Adı Bayram olmuş. Onun
mezarı başında anmak. “ seni bulduk ince Memed “ demek.
“Sen tek kanatlı bir kuştun
Ernis köyüne konmuştun
Hemite’ye yol olmuştun
Çukurova seçiliyor “
Abdullah Aslaner ‘in yazıp, okuduğu şiirinden .
Bu etkinliğin hazırlanmasında Baştan bu yana okuma grubu içinde yer alan İlçe
Kaymakamı Sn. Abdullah Aslaner, Milli Eğitim Müdürü Mustafa Sezgin, Taşucu
Eğitim Kültür Doğal Hayatı Koruma Vakfı Başkanı Mustafa Devrim Eyce, tüm okul
öğretmenleri, öğrencileri aylarca bıkmadan usanmadan emek verdiler. Tüm çalışmalar
bir iki saatlik zaman diliminde sergilendi.
Anadolu lisesi evimizin 200 metre ötesinde, zaman, zaman okulu ziyaret ederim.
Taşımalı öğretim yapılan bir okul. Öğrenciler araçlar ile gelip, onlarla giderler. Okulda
sosyal faaliyetlere katılma oranı yok. İşte buna rağmen okul da eğitim düzeyi oldukça
yükselmeye başlamış. Bu sosyal etkinlik onların bir olumlu karnesi.
1970 yıllarda Silifke lisesi yurt düzeyinde 80 . lise olmuştu. Müzik kolu konserler
veriyordu, orkestra, korolar, tiyatrolar vardı. Öğrenciler kitap okuyordu. 200 yakın
varlık dergisi öğrenciler alıp okuyordu, o halk eğitim merkezinde öğrenciler kitap alıp
elden ele dolaşıyordu. Şimdi burada onu gördük. Daha ötesi hep birlikte okumak, onu
yaşamak ve başkalarına da göstermek. Yani bizler ile okuduklarını sanatsal işlevlerle
paylaştılar.
Etkinliğe ilçe Kaymakamı Sn. Abdullah Aslaner, Cumhuriyet Baş Savcısı Selman
ESKİLER . ve belediye başkanı Dr. Mustafa Turgut , İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa
Sezgin ve geniş bir halk kesimi katıldı.
Emeklerine sağlık. Bir eğitim modeli çıktı. Birlikte okumak. Sesli, sesli okumak. İçinde
gördüğün yerleri ziyaret etmek. Öyküleri, ezgileri birlikte yaşayıp, söylemek.
Ne diyelim hak hizmetlerinizi kabul etsin.
Not : Fotoğraflar için Ozan Çağdaş ‘a teşekkürler.
Celal Necati ÜÇYILDIZ
Halk Bilimi Araştırmacısı
(Araştırmacı- Yazar )
celalucyildiz@gmail.com
05426340492
SİLİFKE- MERSİN