SAYBURÇ DUVAR KABARTMALARININ BİR HİKAYESİ VAR MI?
Oktay Kaynak
Sayburç Harran ovasını çevreleyen platonun kuzeybatı kesiminde yer alan Yoğunburç köyünün bir mahallesidir. Yoğunburç, Sayburç, Ayanlar ve Çakmaktepe birbirine yakın dört ayrı çağdaş yerleşme bölgesidir. Sayburç modern yerleşiminin içinde birbirine 60-70 metre mesafede iki ayrı kazı alanı bulunmaktadır. Kuzeyde betonarme bir binanın altında bir inşaat sırasında bulunmuş kısmen açığa çıkmış bir yapı vardı. Bu yapı ana kayaya oyulmuştu ve depo olarak kullanılıyordu. Kazı başladıktan sonra yuvarlak bir yapı ve duvarda oyma tekniğiyle yapılmış kabartmalar ortaya çıktı. Bu kabartmalarda bir betim var; ortada yüksek kabartma tekniğiyle yapılmış oturur pozisyonda bir insan betimlemesi var. Bu insanın fallusu ereksiyon pozisyonunda, bir eliyle fallusunu tutuyor. Diğer eli göbeğinin üstünde yerleştirilmiş olarak betimlenmiştir. Bu insanın iki tarafında yüzleri insana dönük, saldırı pozisyonunda, dişleri ve pençeleri saldırıya hazır durumda iki leopar betimlemesi vardır. Bu sahnenin hemen bitişiğinde yine boynuzları belirgin olan saldırı pozisyonunda bir boğa ve boğanın önünde boğanın saldırdığı bir insan betimlemesi vardır.
Göbeklitepe yapılarındaki taş sütunlarda saldırı pozisyonundaki vahşi hayvan betimlemeleri görüyoruz. Ama oradaki betimlemelerdeki figürlerin birbirleriyle ilişkisi çok anlaşılır biçimde değil. Halbuki Sayburç’taki duvar betimlemesi hikayesini daha net anlatıyor gibi. Göbeklitepe ile ilgili yazılarımda sütunların üzerindeki betimlemelerin doğum ve ölüm döngüsünü anlattığını savunmuştum. Sayburç’taki leoparlı betimleme benim doğum-ölüm döngüsü tezimin hikayesini anlatıyor gibi. Çünkü ereksiyon durumundaki bir fallus doğumu anlatıyor. 18. Yüzyıla kadar bilim dünyası spermin içinde canlının bir minyatürü olduğunu ve o minyatür canlının dişinin rahmine yerleştiğinde büyüyüp, gelişip canlının kendi kendini yeniden ürettiğini düşünüyordu. 12.000 yıl önce elbette ki o insanlar yeni bir canlının doğması için dişinin bir erkekle birleşmesi gerektiğini fark etmiş olmalılar. Yani erkeğin dişinin rahmine bir minyatür insan koyduğunu hayal ediyor olmalılar. Yani ereksiyon durumundaki bir fallus doğumu çağrıştırıyor olmalı. Saldırı pozisyonundaki leoparlara gelince, leoparların; primatların, insansıların ve insan türünün avcısı olduğu paleoantropoloji tarafından bilinir. Sonuç olarak saldırı pozisyonundaki leoparların ölüm demek olduğu anlaşılabilir olmalıdır. Saldırı pozisyonundaki boğa ve insan içinde aynı şeyi söyleyebiliriz. Şunu söyleyebiliriz ki, Sayburç duvar betimlemeleri doğum ve ölüm döngüsünü çok güzel anlatmaktadır.
Yazımızda anlatılan Göbeklitepe kabartması.
Oktay Kaynak