Yazarlar-Konular

OSMANLI’YI YORAN iSVEÇ KRALI

Ali Haydar Nergis
Demirbaş Şarl’ı çoğumuz okul kitaplarından anımsarız. Tahta çıktığında 14 yaşındaydı. Savaşçı bir ruha sahipti.
Ali Haydar Nergis / İsveç (Malmö)
1707 yılında Rusya’ya savaş açtığında Rusya’nın başında Deli Petro vardı. Zorlu kış şartlarında Rusya steplerinde 2 yıl süren savaş Demirbaş Şarl’ın yenilgisiyle sonuçlandı. Teslim olan 18 bin askeri Ruslar tarafından esir alındı. Demirbaş Şarl, geriye kalan 2 bin askeriyle Osmanlı İmparatorluğu’na ait Bender kentine sığındı.
ATLARI DA VURURLAR
Osmanlı topraklarında üç-beş hafta durduktan sonra ülkesine döneceğini söylemesine karşın, tam beş yıl 3 ay 9 gün kaldı. Masraflarının Osmanlı bütçesinin hangi kaleminden karşılanacağına karar verilemeyince “demirbaş” hanesine kaydedildi. 5 yıl boyunca Saray’a senet karşılığında borçlandı. “Ben kralım, size borcumu fazlasıyla öderim” diyerek Galata bankerlerine yüklü miktarlarda borç taktı. Ülkesine gitmesi veya borçlarını ödemesi için sıkıştırıldığında ise hırçınlaştı. Padişahın hediye ettiği 20 atı karargâh meydanında kurşuna dizdirdi. Sorun haline gelmeye başlayınca, Padişah fermanıyla Osmanlı topraklarından 1715 yılında ayrıldı.
I. Mahmut’un tahta çıktıktan sonra İsveç’e elçi olarak atanan Mehmet Sait Bey, elinde Demirbaş Şarl’ın imzaladığı borç senetleri, yanında Şarl’a yüklü miktarlarda para kaptırmış Galata bankerleri ve bir muhafız bölüğü ile yola çıktı. Mehmet Sait Bey, İsveç’te kısa bir süre görev yaptıktan sonra İstanbul’a döndü. Alacakların toplanmasından söz etmek yerine, İsveçlilerin ömürlerinde hiç nar ve üzüm görmediklerini; yönetimdeki İsveç kralının kavun ve karpuz çekirdeği istediğini rapor etti. Çünkü 159 gün süren dönüş yolculuğundan eli boş döndü. Alacaklara karşılık birkaç gemi ve üç beş savaş malzemesi vererek Galata bankerleriyle birlikte geri gönderilmişlerdi.
MÜZİK NOTASI VERDİLER
Demirbaş Şarl, (kalabalık, dolma, yoğurt, patates, köşk, divan) gibi sözcüklerimizi birlikte götürdü. Yıllar sonra, karşılığında ise müzik notası verdiler. “Dağ Başını Duman Almış”, “Postacı”, “Yukarıya Çıkalım/ Aşağıya inelim” gibi okul şarkılarımızın notaları İsveçlilere aittir. “Dağ Başını Duman Almış” marşının bestesi Felix Körling’e aittir. Güstav Fröding’in yazdığı şarkının sözleri, gazeteci Abdullah Gürgün’ün çevirisiyle şöyle: “Üç kız yürüyordu güneşin altında/ Lindane Le yolunda/ Salınarak, savurarak eteklerini…”
Demirbaş Şarl, yollarda kendisini korumaları için 600 Osmanlı askerini birlikte götürmüştü. O askerler ve Mehmet Sait Bey’le giden muhafız bölüğü geri dönmedi. Askerlerden kimi iş buldu, kimi güzel İsveç kadınlarına gönlünü kaptırdı, orada kaldı. Yaban ellerde birbirlerini yitirmemek için Turkby’leri (Türk köyleri) kurdular. Yollara, caddelere adlarını verdiler. (Turkivägen) İsveç’in Halland bölgesinde “Ölmevalla” adlı eski bir gömütlük var. Bu gömütlüğün de İsveç’e gittikten sonra geriye dönmeyen Osmanlı askerlerine ait olduğu sanılıyor.
Gömütlükten söz açılmışken Demirbaş Şarl’ın, Rus Çarı Deli Petro’ya yenilmesinden sonra esir alınan 18 bin İsveç askerinin sonu yakın tarihe dek bilinmiyordu. İsveç’in en büyük gazeteleri Dagens Nyheter ve Aftonbladet’te 2006 yılının kasım ayında yer alan haberlere göre, Polonyalı Arkeolog Leszok Ziabka, ülkesinin batı bölgesinde iki toplu gömütlüğe rastladı. Kalisz bölgesindeki kazıda 1000, Kosceleina’daki kazılarda ise 16 bin insan iskeleti bulundu. Tarihçiler ve bilim insanlarının ortaklaşa incelemeleri sonunda bu gömütlüklerin, Demirbaş Şarl’ın yenilgisinden sonra, Ruslar tarafından 1709 yılında esir alınan İsveçli askerlere ait olduğu bildirildi.
Rusyadan sonra Norveç’e de sefer düzenleyen Demirbaş Şarl, Fredriksten Kalesini kuşatırken at sırtında vurularak öldürüldüğünde 36 yaşındaydı. Hiç evlenmemişti. Tahtı bırakacak çocuğu olmadığı için, kız kardeşi Ulrika Eleonora kraliçe seçildi. O da bir süre sonra tahtı kocası I. Fredrik’ devretti.
Ali Haydar Nergis :1954 yılında Adana’nın Tufanbeyli’de doğdu.
Gazeteciliğe 1972 yılında, daha Ankara Atatürk Lisesi’nde öğrenci iken, Rüzgârlı Sokak’ta, Şair Şemsi Belli’nin çıkardığı Memleket Gazetesinde başladı.
Ankara Başkent Gazetecilik Yüksek Okulu ve İzmir Buca Eğitim Fakültesini bitirdi.
Sırasıyla, Memleket, Yeni Ortam, Yeni Yol, Aydınlık, Güneş ve Milliyet gazetelerinde çalıştı.
1985-86 yılları arasından Anadolu Ajansı Adana Bölge Müdürlüğünde görev yaptı.
1979 yılında Ali Dinçer’in belediye başkanlığı döneminde, Ankara Belediyesi Başkent Ödülü ve 1982 yılında, 12 Eylül Anayasasını eleştiren ‘’Anamla Anayasa Tartışması’’ adlı röportajıyla Çağdaş Gazeteciler Derneği ‘nin töportaj dalında birincilik Ödülü’nü aldı.
Yaşar Kemal ve Fikret Otyam röportaj geleneğine bağlı kalarak yazdığı röportajlar çalıştığı gazetelerde yayımlandı.
Kayseri, Sarız, Altısöğüt Köyü’nde 50 yıl süren ve onlarca kişinin öldüğü kan davasını anlatan yazı dizisi 1981 yılında, bir hafta süreyle Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı.
1987 yılında yurt dışına çıkarak İsveç’e yerleşti. O günden beri İsveç’te yaşıyor.
8 yıldan beri Cumhuriyet gazetesine İsveç Malmö’ den Pazar Yazıları yazıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir