Yazarlar-Konular

DEPREM VE İNSAN US ‘U

İbrahim Çenet
Deprem, 6 şubat 2023 depremi. Sonuçlar ve görünenler ortada.
Dergimizin yönetim kurulu bu sayıyı Deprem konusuna ayırmayı düşündü.Tüm yazarlarımız her birisi bir yanından tutmuş işin. Acılar, ağıtlar çok.

Diğer arkadaşlar her birisi bir anlamda , bir ya da birçok taraftan güzel şeyler yazmışlar. Tabi katılıyorum onlara. Ben bu yazımı onları okuduktan sonra yazıyorum ve hatta olası olduğu kadar onların değindiği konulara girmemeye çalışıyorum.

Ülkemizde ki bu deprem çok acılar , unutulmaz sıkıntılar , duygu yükleri ve hatta yitimleri oluşturdu. Hani Travma diyorlar ya. Bende deprem kentlerinden Osmaniyede olan birisi olarak gözlerimle, tüm duygularımla, karmakarışık olarak hissettim olan acıları. Bu yazıyı planlamadan karmakarışık yazıyorum :

  • Bu depremde devlet , elli ( 50 ) bin dolayında insan öldü diyor. İnanalım mı? Kesinlikle hayır ! Ve ekliyor; kimlikleri belli olanları saydım ben diyor.Benim özel haber kanalım yok tv lerde gördüklerimi söylersem : Kepçe kanal kazmış, kanalın içine yanyana onlarca deprem ölüsü elbiseleriyle evet elbiseleriyle yatırılmış ve kepçe üzerlerini toprakla örtüyor. Bunlar da elli binin içinde mi ? 31 plakalı bir motarsiklet gördüm ; orta yaşlı bir kışi sürüyor, arkasında da başka bir orta yaşlı olasıdır ki baba ve ikisinin ortasında bir ölü çuvala benzer bir örtünün içinde , ölünün kolları falan belli . Çuvalın iki ucuda bağlı ki yani ölü olduğu anlaşılıyor. Bu ölüde sizin ellibinin içinde var mı. Peki yıkılan evlerin altında yatan çok azı sonradan ölü olarak çıkarılan ama çokları ve çokları molozlarla kürünen, kazınan ölülerde bu sayının içinde mi ? — Bu depremde ölen , öldüğü ile ölen yani ölüsü bile bulunmayan insanlara ne demeli. BU DEPREMDE ÖLEN İNSAN SAYISI iki yüz bin ( 200. 000 ) dolayında.
  • Bu deprem dolayısıyla çokları şöyle , böyle çok şeyler diyor. Yıllardır deprem paraları nereye gidiyor. Gitti.. Açıktan. Neden ?
  • Kızılay elinde ki çadırları , gönüllü insanlar yardım guruıplarına satıyor. Ülkenin ezczacıları gurupları bölgeye yardın için bedava ilaç vermek için çadır eczane açıyor, bunlara kızılay çadırı satıyor. Konu çok.
  • Bana yardımcı olun lütfen , bir konuyu hiç anlayamıyorum : Mevcut iktidar: deprem olan yer çok genişti, yetemedik, yetersiz kaldık dese belki anlaşılır.Depremin üzerinden 20 gün geçti hala yetemediler , anlaşılır. Yardımınızı istediğim konu şu : Depremden 48 saat sonraya kadar resmi hiç bir güç ( gözlerimin önünde yaşadığım ) depreme müdahale etmedi. Ki kendileride itiraf ediyor. Hakkınızı helal edin ilk bir kaç gün yetemedik falan diyor . Helallik istiyor. Bu ne haldir?
  • Devletin Kızılayı daha depremin ilk üç gününde Ahbab adlı gönüllü yardım kuruluşuna 46 milyon tl lik çadır ve 14 milyon tl lik yemek satıyor ve başkaları Türk eczacılar birliği gönüllü ve bedava ilaç dağıtacak aç ve yaralı halka. Afattan , iktidardan 6 adet sahra eczanesi için çadır istiyor : AFAD : sekizyüz ( 800 ) bin tl verirsen çadır veririm diyor ve veriyor. . Off of be ‘ Yuh yuuuhh be !
  • Meksika yardım kurulşunun İstanbul hava alanında , deprem kurtarma aletlerini çalıyoruz, İstanbuldan Adanaya gelen Meksika gönüllü yardım kurtarma ekibinin sismik aletlerini çalıyoruz. Gene yabancı bir ülkenin gönüllü kurtarma ekibine bir gurup insan orayı değil burayı kazın ve açın diyor . Hayır buradan ses geliyor burayı açmalıyız dendiğinde ; olsun şu katta döviz ve altınlar var orayı açıyoruz diyen silahlı guruplar oluyor.
  • Asker kışladan geç çıkarıldı eleştirilerine karşı , MSB şöyle yanıt veriyor :
    — Hududu kim koruyacak !
    — Suriyede kim kalacak !
    Bizde diyoruz ki , depremin 3. 4. gününden sonra Asker kışladan çıktı, o zaman hududu kim bekledi, Suriyede kim kaldı.
    Demek ki konu hudud ve Suriye değilmiş.
    — Siz askeri kışladan çıkardığınızda zaten enkaz altındakiler çoktan ölmüştü.
  • Sevgili okuyucular deniyor ki , deprem allahtandır….. Evet deprem doğal bir olgudur. Ancak siz evleri çürük yaparsanız, kendi yaptığınız yasalara bile uymazsanız , göl yerlerine , sulak alanlara , toprak alanlara , kılcay fay hatlarının tam üzerine ev yaparsanız , bunları öğretmez, uıygulatmazsanız evlerde yıkılır, çok insanlarda ölür.
  • Peki yayın organlarında hep görüyoruz, Çinde , Japonyada, Kanada da vb yerlerde aynı şiddetteki depremlerde çok ama çok az kişi ölüyor. Demek onlar doğasal ve teknik kurallara uyuyorlar.
  • Bu adlarını saydığımız ve diğer bazı ülkeler. bu üstte saydığımız kurallara uydukları gibi başka kurallarada uyuyorlar : Ne gibi :
    — Yerin binlerce metre altlarında petrol, doğal gaz vb ararken ‘çatlatma ‘ dedikleri yöntemleri uygulamıyorlar ki bu durum açıkça fayları harekete geçiriyor diye.
    — Bu gibi ülkeler çok çok suyun biriktirildiği barajlar yapmıyorlar ki bu ağırlıklar fay hatları arasında ki dengeyi bozar ve depremi hızlandırır yada en azından etkisini artırır diye. Denecek ki biz barajdan elektirik üretiyoruz , evet ama güneş, rüzgar vb çok durumlada elektrik üretlebilinir.

— Ve deprem olduğunda binaların yıkılmamasını sağlayacak zemin ve inşaat mühendisliği çalışmaları vardır.
— Depremler insanın doğaya müdahalesi sonucu artış gösterebilir, şiddetlenebilir.
— Deprem olması için mutlaka fay hattı olması şart değil.
— Sanayi, madencilik, atık sular, sulama, petrol ve gaz sondajı hatta sadece insan yerleşimi bile fay hattı üzerinde ya da yakınında deprem riskini arttırabilir.

Depreme karşı hazırlıklı bir ülke olmak sadece depreme karşı önlem almak olarak görülmemeli. Başta yaşam biçimi ve bakışı olmak üzere her alanda büyük bir kültürel değişim geçirmemiz zorunlu görünüyor. Yıkılan evlerin yerine yenisini yapmakla yetinmek şeklindeki doğa ile inatlaşma projelerinden de vazgeçmeliyiz. Aksi takdirde seçeneğin ne olduğu ortada ve yaşanan trajediyi algı şovlarıyla, propaganda ile değiştirmek de olası değil. Yanlışta çok ısrar edilirse daha çok belalara uğrarız.

Sonuç olarak : Ülkemizde ki bu deprem bir doğasal olgu olmakla birlikte, alınması gereken pek çok durum yapalmamış. Evler sağlam yapılmamış, yerler bilinmesine karşın göl yeri, yumşak zemin fay hatları üzeri gibi yerlere yapılmış. Bilimsel teknik ve kontrol mekanizması uygulanmamış.. Deprem kurtarma teknikleri ve kültürü yapılmamış. Kadercilik anlayışı ve ortaçağ ziyhniyeti ve bir gurup oligarşik gurubun aç gözlü çıkar ilişkisi bu durumları doğurmuş.

Bizce ülkemizde ki bu orta çağ anlayışı , basit çıkarcı liberar kapitalist zihniyetle birleşince bu yaşadığımız duruım çıktı ortaya.

Bu ve buna benzer çok acı durumların olmaması için sosyal, akılcı, halkçı bir yönetim içinde olmaktan başka çaremiz yoktur. Aksi daha çok acılarla boğuşuruz. Saygılarımızla.

İbrahim Çenet kimdir: Çardak köyü / Osmaniye de 1949 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesinde hukuk, Paris Sorbon üniversitesinde edebiyat ve dil okudu. Politikacı , yazar . Uzun yıllar cezaevlerinde tutuldu.
Anadolu Halk Bilim Kültür Akademisi kurucularından. 2000 yılından beri devam eden Özgür film festivali ve ‘Özgür İnsan Ödülü ‘ kurucu ve yöneticilerinden. Ayrıca Yaşar Kemal anısına etkili ve anlamlı edebiyat etkinliği organize edenlerden. Belgesel filmler yapımcısı.
Yerelden Evrensele adlı ; bilim , halk bilim, tarih , arkeoloji, sosyal ve toplumsal coğrafya dergisi kurucu üyelerinden.
Evli üç çocuğu ve iki torunu vardır.

One thought on “DEPREM VE İNSAN US ‘U

  • Gülden MAHMUD

    Aksi daha çok acılarla boğuşuruz. Bizim yazgımız acılarla yazılmış ağbi. Ben artık çokca umutsuzum bugünlerde..

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir