Yazarlar-Konular

HERGELE MEYDANI

Rıza Aydın
Köklü gelenekler köklü kurumlar oluşturur.
Dünyanın en eski Üniversitesi olarak kabul edilen Oxford’u hep merak ederdim. Yolum Londra’ya düşünce buranın tarihçesini sorup soruşturmuştum.
Yanlışım varsa düzeltin, o zaman şu bilgilere varmıştım.
Adana’da sığır meydanına, sığır yoluna “Hergele meydanı, hergele” derler.
Hergele sözü, yerel halkın dilinde sığır demektir; yani iş aracı olarak kullanılan öküz demek. Eski Adanada ameliyeye de iş gören canlı anlamında hergele derlermiş. Amele kavramı ile işçi kavramı tamı tamına örtüşmez belki diye amele dedim.
Bizim yörenin köylüleri mesela babamgil, Sivas’a kar yağıp, malı davarı içeri tıkdıklarında, ev ekonomisine üçbeş kuruş katkı sağlamak için bereketli topraklar dedikleri Adana’ya geldiklerinde, iş bulmak için Hergele meydanına çıkarlar, iş beklerlerdi. İşçiye ihtiyacı olan biri hergele meydana na gelir, gözünün tuttuğu hergele de denen amele ile pazarlık edip onu işine götürürdü. O zamanlar Adana bölgenin adı imiş; Yüreğir ili ile Seyhan ilinin tümünü kapsayan bölgeye Adana derlermiş; büyük Adana küçük Adana sözü buradan çıkmış.
Lisede okurken harçlık edinmek için bazan, babamla beraber hergele meydanına gider, bulduğumuz işte çalışmaya bakardık. Babamgil inşaat ustalarını tanırdı, genellikle inşaat ustalarının işlerinde çalışırdık. Birkaç kez, ikinci kata beton döktüğümü hatırlıyorum. Orhan Kemal “Bereketli topraklar üzerinde” adlı romanında hergele meydanında iş bulmaya gelen Sivaslı işçilerin hayatını anlatır; o romanı okuyun, orada bizi göreceksiniz.
Londra’da sorup soruşturunca öğrendim ki, o anlı şanlı Oxford bizim hergele sözünün tam karşılığı imiş.
Londra’ya yakın bir kasaba ya da yerleşim yeri olan Oxford meydanının bir yerinde, dini bir tarikat günün birinde bir derslik ya da okul açmış; onlar buna sikul gibi bir şey diyorlar.
İngiliz Devleti Hergele meydanında açılan bu okulu kapatmak yetine buna yardım ederek bunun kamusal bir kurum haline gelmesine yol açmış. Böylece devletten özerk bir yapıda, devletlede bağı olan Oxford eğitim kurumu yeşerip, kökleşerek gelişmeye başlamış.
Bunları öğrendiğimde, Oxford kadar eski, Oxford kadar köklü eğitim kurumları olan bizim Dergahlarımızla tekkelerimizi düşündüm. Bu hoyrat Osmanlı Devlet geleneği, Urum diyarını işgal edince, dergahlarımıza dokunmasa ya da onlara yardım edip, oraların kamu için de eğitim yapan kurumlar olmasının yolunu açsaydı, şimdi Anadolu’da Oxford kadar eski, Oxford gibi köklü eğitim kurumlarımız olmaz mıdı?
Şimdi bu satırları okuyan dostlarımın Oxford’un tarihi ile beraber Hacı Bektaş Dergâhı’nın, ABDAL Musa Dergâhı’nın, Kuzıldeli Dergâhı’nın, Kaygusuz Abdalın Kahirede kurduğu Kasr’l ayin Dergâhı’nın tarihini, işleyişini, nasıl yaşayıp geçimlerini sağladıklarını araştırmalarını öneririm; unutmayın ki farkı fark etmek ayrıcalıktır. Bilimsel düşünce farklılıkları tasnif edip kıyaslama sanatıdır. Sizlerde bunları kıyaslayın
Ha unutmadan ben söyleyim sizde not edin; bu gelenekte dört dergaha bağlı olarak kurulan, yüzlerce de tekke varmış. Alevi edebiyatı buralarda geliştiği için, yani Alevi edebiyatı dergahlarda, tekkelerde eğitim alan ehil insanların ürünü olarak geliştiği için Alevi edebiyatına “Tekke edebiyatı” denir. Teşbihte hata olmaz derler, Dergahları üniversite olarak düşünürseniz, tekkeler onun alt hazırlık kısmı yani ortaokul -lise düzeyinde eğitim veren özerk kurumlarmış. Bu devlet bu kurumları yok etmekle bu topraklara, bu toprakların insanları olan bizlere kötülük etmiş diye düşünüyorum.
*
Dergahlar ile onun küçük birimleri olan tekkeleri kafanızda canlandırmanız için köy enstitülerini gözünüzün önüne getirip, onun üzerinden düşüne bilirsiniz.
Tekkeler ile Dergahlar kendi arazilerinde hem tarım hem de hayvancılık yaparak yaşamını (geçimini) sürdürmenin yanı sıra ehil insanların muhabbeti babında (biçimde) eğitimde verirlermiş. Mesela Dil ehli, söz ehli, tel ehli, hal ehli, harabat ehli gibi sıfatlarla anılan ehil kişiler bu alanlarda muhabbet ederek bilgiler verirlermiş. Aşk ile çalışır, yaptıkları her işi aşkla, sevgiyle dergâha bağlılıkla yaparlarmış. Yunus Emre Taptup Emre’nin dergahında yetişmiş. Her insan içinde bulunduğu sosyal ortamın içinde yetişir, Yunus Emre’yi anlamanın yolu, onun yetiştiği bu ortamı anlamaktan geçer diyorlar; her aşığın altını kazıyın böyle bir yerden eğitim aldığını görürsünüz.
Demem şu ki dergahlar ile Tekkeler çağın gelişmelerine göre dönüştürülüp geliştirilseydi şimdi bizimde Oxford gibi tarihi köklü geleneklere bağlı kurumlarımız olurdu. Bilim bir kıyaslama sanatıdır, bunları kıyaslayarak anlayıp, anlatmak gerekir diye düşünüyorum
Aşk ile
Ali Rıza Aydın kimdir : 1956 yılında Şarkışla’nın Emlek bِölgesine bağlı Kaymak köِyünde doğdu. Köِyde okul olmadığı için, ilk önce babasından eski yazı denilen Osmanlı elifbası ile okumayı öğrendi. 1967 yılında köِye okul yapılınca okula kaydolup, ilkokulu 4 yılda bitirdi. Okumak için geldiği Adana’da sosyalist gençlik hareketi içinde bir militan olarak bulundu. 1977 yılında Adana’da kurulan “Çukurova Devrimci Gençlik Derneği’nin” başkanlığını üslendi. Sosyalist bir militan olarak, defalarca gِözaltına alındı, hapse girdi, işkencelerden geçti, sürgün cezası yaşadı, aşkı da acısını da tattı. Ona sorarsan o, “Devrimci olmanın kahrını da, onurunu da yoldaşları ile paylaştı, hissesine düşeni gani gani yaşadı.” Yaşanılan süreçler hakkında önlerine gelen, gündemlerinde olan sorunlar hakkında sayısız makale, mektup, bildiri yazdı; yurt içinde, yurt dışında konferanslar verdi. 3 ile 5 Ekim 2013 tarihinde Bingöl üniversitesi’nin düzenlediği, “Geçmişten Günümüze Alevilik” başlıklı Sempozyuma sunduğu, “Kadıncık üzerine Tefekkür” adlı tezi, Hünkâr Hacı Bektaş Veli Vakfı’nın Serçeşme Yayınevince kitap olarak yayınlandı. Aynı yayınevinde “İslam’da TERMİDOR” ile “Alevi Edebiyatında Nusayrı” adlı kitaplarını yayımladı. “Anadolu Tarihinin Gizlenen Yanı”, “Phantom Pain”, “üstüne Yol Uğrayınca – Bir Devrimcinin Hatıratı” adlı kitapları yayımlandı. “Sol üzerine Tefekkür” isimli eseri okurla buluşturan yayınevimiz, yazarın “Çelebiler Zamanı” adlı eserini yayıma sunmaktadır. Aşk ile.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir