Yazarlar-Konular

Varsıl ve güzel Türkçemiz. -2-

Ali Yılmaz

Çukurova , Doğu Çukurova, Amanos Dağları ve etrafı Türkçenin çok zengin konuşulduğu bir yöremizdir ki bu yörelerden çok sayıda kültür, sanat ve bilim insanı çıkıyor. Bu durumun nedenini bize hep soruyorlar. Bunun nedenini anlatmak başka bir yazımızın konusu olsun.

Anadolu Halk bilim Kültür Akademimizin yerelde ki evrensel adlı dergisi iki yıldır çıkıyor. Akademinin çeşitli araştırı enstitüleri vardır. Bunlara ek olarak birde Türk dilini araştıran , dilimizin zenginliğini kaybetmemesini sağlayacak Türk dili ile ilgili bir kurum oluşturmayı düşlüyoruz. Zaten ta baştan beri bu konuda çaba da yapıyoruz.

Bizim amacımız bölgemizde yabancılardan alınan sözcükleri işlemek değildir. Bölgede kullanılan yerel ve argo sözcükleri kullanmak hiç değildir. Sunacağımız sözler özellikle Türkçe sözcükler olmalı, ve hatta Türk dil kurumunun büyük sözlüğü bile bu sözlerden haberdar olmamalı yada o sözün anlamlarından bazısını bilmemeli ki ülkemizin dil hazinesine katkı sağlayalım. Tabi burada sözünü edeceğimiz sözlerden bazıları başka bölgelerde de kullanılabilinir. Belki bazıları biz bilmeden yabancı sözcükte olabilir. İşte sizlere örnekler.

Ağrı :

Ağrı : Türkiyede bir dağ ve il; sancı, sıkıntı, taraf.

TDK kurumu bu ilk iki anlamı biliyor ve yazıyor, ancak 3. ve asıl anlamı bilmiyor. A – Tam türkçe bir sözcük b – TDK bilmiyor. c- Doğu Çukurovada , Osmaniyede halk günlük olarak kullanır bu Türkçe söz ve anlamı : — 1 -O şuradan ağrı gitti ! ( O şu tarafa gitti ) 2 – Dut’un dalını benim tarafa ağ ‘ da bende dut yiyeyim ! C – Bir çift güzel geçti dağlardan ağrı ( Karacoğlan) ( Bir çift güzel geçti dağlardan tarafa..

Ök:

Ök : Ana demek, bizleri doğran kadına ‘ök ‘ denir. TDK nun haberi yok. Bizler Doğu Çukurova/ Osmaniyede bu Ök sözünü ana anlamında kullanırız. Belki Ülkemizin başka yerlerinde de kullanılır.

Bilindiği üzere 12.500 yıl önceye kadar dünya insanları tek dil konuşuyordu. Bu tarihten sonra yeryüzünde ki büyük felaketle birlikte yer yüzü insanları dört dil yapısına ayrıldı. Bu köken uygarlıkta bizi doğuranlara ‘A ‘ ya da ‘ANA ‘ diyorduk , ki halada diyoruz. Ancak 12.500 yıldan beri şekillenen Türk dil gurubunda bizi doğuran kadınlara ‘ OK ‘ diyoruz. Şimdi ikisinde kullanıyoruz. Şu anda Hazar Denizinden ötede ki Türkçede ana ‘ya ÖK derler. Bu gün bizlerde Doğu Çukurova da bizi doğruran kadınlara ana ve de ök deriz. Öyle mi ? Ayağımıza , elimize taş değip acıttığında , ‘ ök ‘ diyoruz, ya da ‘ök anam ‘ diyoruz. Başkaca Osmaniye yöresinde analarımız bize çocukken masal anlatırdı ya da bir yetişkin çocuklar biraz küçük çocuklara masalcık anlatırdık ve şöyle başlardık : — Akşam oldu ÖK ‘üm eve gelmedi, çocuklar acından yorganı yedi …..’ derdik. Ayrıca anası olmayan çuklara ÖK’süz dendiğinide bilirsiniz. Demek Ana’nın asıl tam Türkçesi ÖK ‘tür. TDK bu sözden belkide haberi yok.

Ede :

Ede , Doğu Çukurovada , Amanos Dağları iki yanında Osmaniye ve Maraş tarafında büğüye, abiye ve özellikle Hindistanca Baba dedikleri olguya verilen isimdir EDE.

Bilindiği gibi dünyada dört ( 4 ) dil gurubundan birisi Tunçderililer de yani Türkler, Kızılderililer, Moğollar, Aborijinler, Koreliler, Japonlar, Eskimolar, Etrüskler ( İtalyan) lar gibi halklarda Hintlilerin baba dedikleri olguya Ata, atta, ede, edde, ate, ati vb.derler. Bizde hala bu olgunun Türkçesini değil, Hintçesi olan BABA’ yı kullanıyoruz. Ancak Doğu Çukurova da Osmaniyede hepten değilse bile büyük , abi, baba anlamında çokça EDE yi kullanırız. Aslında ATA yı kullanmalıyız.

Pusmak : Kabaca , alel usul saklanmak. ‘ Yüce dağlar ne kararır pusarsın’ ( Karacoğlan ).

Seçilmek : Fark edilmek.. Gözüm seçemiyor da deriz.

Sökenmek : Yaslanmak., Minder , yastığa dirsek üzeri yan gelip uzanmak.

Sökün : Arkası arkasına , çok sayıda hareket ettiler. Sökün ettiler.

Şor : Söz , Konuşma. Oturup konuşulan, bazı önemli konular üzerinde sözler edilen yerlere, evlere ‘şor evi ‘ denir. Yeni konuşmaya başlayan çocuğa , ‘ artık şor veriyor’ denir.

Uğrun : Gizli. Türküde , ‘ annen izin vermezse, uğrun uğrun gel’ diyor. Hırsızlamış demek yerine , Uğrunlamış deriz.

Yassılmak : Birisine varıp el pençe durmak. Yakarmak, yassılmak. Eğilip bükülmek.

* * *

Ali Yılmaz kimdir : Düziçi / Osmaniye doğumlu Ali Yılmaz. Eğitimci / öğretmen. Halkbilim araştırmacısı . Çevreci , dağcı. Evli, doktor olan iki kız çocucuğu babası.

Osmaniye ve bazende başka kentlerde halk bilim üzerine konferansları olan bir kişi.

Anadolu Halk Bilim Kültür Akademisinin kurucularından ve yönetici.

Yıllardır yapılan ; Özgür film festivali , Özgür İnsan Ödülü veYaşar Kemal anısına yapılan edebiyat yarışmalarının uygulayıcısıdır.

One thought on “Varsıl ve güzel Türkçemiz. -2-

  • Ayşe Karadağ

    Ali Yılmaz’a teşekkür ediyorum.
    Ağrı, pusmak, sökenmek, uğrun gibi sözcükleri köyümde eski kuşak kullanırdı. Çalışmalarımda bu ve bunun gibi yerel sözcükleri kullanıyorum, ölmesinler diye. Çok da estetik duruyorlar dizelerde, satırlarda. Kaleminiz var olsun.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir