Ezenler ve Ezilenlerin Mitolojik Romanı
Prof. Dr. Ahmet Ünal
(Kapak resmi;Eflatunpınar’da Gök kubbeyi taşıyan cinler ve Tarsus’ta bulunan camdan Orta Tunç Çağı cam heykelciği)
KİTAP I
Önsöz
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞ, KAYNAKLARIN DURUMU, OLAYLAR VE OYUN SAHNESİNİ HAZIRLAYICI AÇIKLAMALAR
Kitabın Doğuş Öyküsü, Yazılış Nedenleri ve Belli Başlı Özellikleri
Çok Az İnsanın Ulaşabildiği Arşivlerde Gizlenen Yazılı Malzemenin Yapısı, İçeriği ve Kurgulama Yöntemiyle İlgili Olasılıkların Sınırları, Boyutları, Püf Noktaları ve “Sosyalistçe” Atılan Yürekli Adımların Öncüleri
Anlatım ve İletişim Aracı Olarak Dil Yetersizliği Konusunda Birkaç Söz
Mitler ve Gerçek: Tek ve Mutlak Gerçek Olduğu Varsayımı Yanılgılarla Yüklüdür. Peki Ama Hangi Gerçekle Çalışacağız? Mutlak Gerçek mi, Tarihi Gerçek mi, Mitik Gerçek mi?
Mitler de Geçmişin Paha Biçilmez Bilgi Birikimlerini Dışlayan, İnkâr Eden, Ama Yerine Yenisini Koyamayan Yobazların Riyakâr Oyunlarına Yenik Düşüyor, İnsan Hafızasından Siliniyor
Kahramanlar Kimdir? Baş Oyuncu Olarak Dağlara ve Irmaklara Bırakılan Yetimler Nasıl Büyük Adam Oldular?
Geçmişi Algılama, Kurgulama ve Anlatmanın Yolu Yordamı. Bize Çok Uzakmış Gibi Gözüken, Ancak “Büyük Tarih” (Big History) Şeridine Serilince Daha Dünmüş Gibi Yakın Gelen Uzak Geçmişi Yeniden Yaşatmak
Zeki ve Çalışkanlığı Yanında Kendi Kuyusunu Kazarcasına Tahripkâr ve Acımasız İnsanın Şeytan Çarpmışa Çevirdiği Doğada Aslına Uygun Sahneyi Kurmak ve Oyunu Sergileme Hazırlıklarına Başlamak 57-
Cehenneme Açılan Kapıya Hoş Geldiniz! Temizlikte Sorun Çıkarmayan Ortak Sahne ve Olay Yerlerinden Çölü Tanımak ve Havasına Uyum Sağlamak. Kum, Sıcak, Kasırga ve Ölümden Kaçarken Yok Oluşa Koşan Kengerin Kederli Öyküsü ve Melankolik Senfonisi
Çölde Hayvansal Yaşam: Şu Hayvan Aklına Bir Bakın! Tamtakır Kurumak Üzere Olan Göletlerde Kuzu Kuzu Yaşayan Börtü Böcek, Yengeç, Balık, Kurbağa ve Kaplumbağalar Akıllarınca Daha İyi Bir Yaşam Ortamı Uğruna Çöle Göçmeye Kalkışıyor
İKİNCİ BÖLÜM
AVCI KEŞŞİ’NİN KİMLİĞİ VE MACERALARI
Çöl Bedevileri ve Avcı Keşşi ile Köpeğini Büyüleyen Kara Çekirge ve Elçin Senfonisi
Zigguratının Kulesinden Keşşi ve Köpeğini Seyreden Kumarbi Onlara Hayran Kalıyor ve İmreniyor
Yarıdan Fazlası Kumlara Gömülü, Yıkık ve Yitik Haliyle Bile Hâlâ Önemli Bir Merkez Olduğu Anlaşılan Urkiş Kentinin Hüzünlü Öyküsü ve Sakladığı Sırlar
Issız Çölde Kumlara Gömülmüş, Köpeğiyle Birlikte Hayalet Gibi Oturan, Sonra da Dağlara Doğru Vuran Delikanlının Sırrı. Urkiş’te Güneş Tanrısı Gökten İniyor, Pekuşhe İsimli Güzel Bir Kızla Sevişiyor ve Emsalsiz Bir Avcı ve Esrarengiz Bir Ülkenin Kral Adayı Doğuyor
Bundan Daha Acısı Olabilir mi? Talihsiz ve Kederli Anne, Yüreğinden Kopardığı Çocuğu Dağlara Bırakmak Zorunda Kalıyor
Turnayı Gözünden Vuran Rakipsiz Nişancı, Avcıların Piri Keşşi Diye Bir Delikanlı Yetişiyor, Dağ Bayır Geziyor. Şimdi Herkes Onun Karmaşık Nesebinden Değil, Bizzat Kendinden, Başarılarından, Yakışıklığından, Yiğitliğinden ve Marifetlerinden Söz Ediyor
Keşşi ve Arkadaşlarının Maceralı Çevre Gezileri ve Gurparanza ile Dostlukları
Kutsal Ziyaret ve Ayin Yeri Göbeklitepe’ye Giden Keşşi, Gördüklerinden Aşırı Etkileniyor, Dünyası Değişiyor
Mesleği Olan Avcılık Gereği Gezip Tozmasını Pek Seven Keşşi’nin Çok Daha Uzak Diyarlarda Yaşadığı Maceralar ve Özel Davetli Olarak Gittiği Hatti Ülkesinde Gözlemlediği Kayda Değer Olaylar
Keşşi Dağ Bayır Avlanırken, Az kalsın Fettan Tanrıça İnar’ın Şehvetine Kurban Olacaktı
Dağların, Tanrıçaların ve Eşkıyaların Teslim Alamadığı, Kralların, Prenseslerin Sahiplenemediği Eşsiz Avcıyı Çökerten ve Aç Bırakan Kara Sevda: Keşşi’nin Biricik Aşkı Güzeller Güzeli Şintalimeni
Urkiş Yakınlarında Karakol Görevi Yapan Hitit Garnizonu
Tanrı, Dul Ana, Aşk ve Ekmek Kapısı Arasında Bocalatan ve Başka Seçenek Tanımayan Menhus Kader! Keşşi Avlanmak İçin Gene Dağların Yolunu Tutuyor, Lâkin Öfkeli ve İntikamcı Tanrıların Hışmına Uğruyor
O da Kimin Nesi Ola ki? Kum Fırtınalarının Ortalığı Kasıp Kavurduğu Uğursuz Bir Günde, Korkuluğa Dönmüş Perişan Bir Adam Yollara Dökülmüş, Yekine Yekine O Çöl Kentine Doğru Geliyor
Ne Yazık ki Keşşi’nin Sefalet ve Gaile Dolu Yaşantısı Bitmiyor, Urkiş’e Döndükten Sonra da Sürüyor
Aç Ördek Rüyasında Yem Görürmüş. Annesinin Rüya Yorumuna Göre Keşşi Bir Masallar Ülkesinde Kral Olacakmış
Keşşi Nihayet Kendini Toparlıyor, İradesine Sahip Çıkıyor ve Kumarbi İle Dostluk Kurarak Tanrı İnsan İşbirliğinin İlk Örneğinin Adımlarını Atıyorlar
Rüyalar Gerçeğe Dönüşüyor: Tuhaf Kılıklı ve Değişik Suratlı İnsanlarla Dolu Büyük Bir Kafile Urkiş’e Çıkageliyor ve Keşşi’yi Ailesi ve Refakatindekilerle Birlikte Alıyor ve Kral Olarak Amurru Ülkesi’ne Götürüyor
KİTAP II
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
KUMARBİ’NİN YÜKSELİŞİ, ULLİKUMMİ’Yİ YARATMASI, TANRILARA KARŞI AYAKLANMASI VE BİTMEYEN SAVAŞLAR
Urkiş’te Büyük Ayaklanmaya Götürecek İlk Kıpırdanışlar Başlıyor. Keşşi’ye Kumarbi’den Özlem Dolu Bir Mektup Var
Kara Kargalara Benzeyen, Kazandıklarının Dirhemini Harcamayan, Dinleri İmanları Altın ve Gümüş, Pintinin Pintisi Bezirgânlar
Orman Kanununda Can da Mal da Pazarda. Devlet ve Tapınak Sömürüsüne Eşkıya Soygunu da Ekleniyor. Dağ Bayır Şaki ve Yamyamlarla Dolu
Kumarbi’nin Sivrilmesini ve Büyük İsyanı Hazırlayan Olaylar: Gökler Hakimiyeti Savaşında Alalu Anu’yu Deviriyor
Hovarda Alalu Sıradan Bir İnekle Çiftleşince, İlerde Asilerin Lideri Olacak Kumarbi Doğuyor
İrşirralar Bakacak Kimsesi Olmayan Çocuğu Kafdağı’na Bırakıp Geliyorlar. Kumarbi’nin Kafkasya’da Geçirdiği Çocukluk Yılları Onun İleri Yıllarda Atacağı Devrimci Atılımların Önünü Açıyor
Babacan Tavırlı Çoban Limakuva’nın Anlattıkları, Kumarbi’nin Kardeşi Anumhirbi ve Daha Niceleri Dahil Çoğu Hikâyenin Sırrını Çözmeye Yardımcı Oluyor. Olup Bitenleri Duyunca Şaşkına Dönen Kumarbi’nin Dünya Görüşü ve İnançları Temelden Sarsılıyor ve Onu Kurulu Düzene Karşı Ayaklanmaya İtiyor
Onca Macera, Arama Tarama ve Sorup Soruşturmadan Sonra Kumarbi Babası Alalu’yu Buluyor ve Hizmetine Giriyor. Girmesine Giriyor Ama Bu Sıradan Bir Hizmetçilik Değil!
Kumarbi’nin Gökler Hâkimi Alalu’yu Devirmesiyle, Tanrısal Sistemde ve Gökler İmparatorluğunda Derin Değişiklikler Oluşuyor. Devrimin Gerçekleştirilmesine, İnsana Layık Evrensel Düzenin Kurulmasına Ramak Kalıyor ……. 306-
Meğer Tanrısal Tahtın Sefası Ne Kadar Tatlıymış! Şimdi de Alalu’nun Dölünden Sıra Dışı Yollardan Türeyen Teşub Ortalıklarda Dolaşıyor, Aklı Sıra Tanrı Olmaya Tenezzül Etmeyen Kumarbi’nin Eşitlikçi Çabalarına ve Ayaklanma Hazırlıklarına Ket Vurmaya ve Baş Tanrı Olmaya Soyunuyor
Teşub Büyük Tanrı Olmayı Öğrenmek Üzere Enlil’in Yanına Çıraklık Yapmaya Gidiyor
Kumarbi, Teşub’un Girişimlerinden Vesveseye Kapılıyor ve Yaptıklarını Sıkı Takibe Alıyor
Huysuz Teşub’un İlk Netameli İcraatlarından Biri: Ebla’yı Yıkma Planı
Kumarbi de Canını Dişine Takıp Akıl Danışmak Üzere Nippur’da Tanrılar Tanrısı Marduk’un Huzuruna Çıkıyor
Yılgın, Bitkin, Usanmış, Şimdi de Umduğu Yardımı Alamayınca Hayal Kırıklığına Uğrayan Kumarbi Eli ve Zihni Boş Kös Kös Urkiş’e Dönüyor 305-
Meğer Teşub Urkiş’e Babası Kumarbi’nin Yanına Gelmiş, Ama Saygılarını Sunmak ve El Etek Öpmek İçin Değil, Gözdağı Vermek İçin!
Tanrı Baskısı, Terörü, Aşağılaması ve Sömürüsünden Doğduğuna Pişman Olan Halk, Kumarbi’den Aman Dileyerek Önderlik Yapmasını İstiyor. Kumarbi İlk Konuşmasını Yapıyor ve Halk Temsilcisinden Yanıtını Alıyor
Tanrı İnsan İşbirliğinin İlk Büyük ve Somut Örneği: Kumarbi Önderliğinde İsyanın Ön Hazırlıkları Başlıyor. Hazırlıklar Önce Düşüncelerde Oluşuyor
Kumarbi’nin yaptığı En Kısa ve Özlü Konuşma
“Şu Sokak Takımı Paçavra Güruhu, Baldırı Çıplak Enayiler Ordusu Ne Yaptığını Sanıyor Acaba?” Tuzağa Düşen Tanrıları Korku ve Endişe Sarıyor
Mızrakla Sinek Avlanmaz! Her Savaşın Kendine Has Stratejik Kuralları Var: Düşmanının Yapısına Göre Silah Üretecek, Uygun Taktikler Geliştireceksin
Kumarbi Yukardakilerle Baş Edebilmek İçin Şimdiye Dek Eşi Benzeri Görülmemiş Bir Dev Yaratma Yolları Arıyor ve Bu Amaçla İlkin Büyük Deniz’in Kızıyla Evleniyor
Denizkızı’nın Doğurduğu Acayip Yaratık İşe Yaramaz Biri Çıkıyor. Hayal Kırıklığına Uğrayan Kumarbi Küplere Biniyor 337
Büyük Fırtınadan Önceki Sakin Hava: Şimdi Daha Bilinçli Düşünme ve Karar Verme Zamanı. Kumarbi Bir Yerde, Tanrılar Ayrı Yerde Düşünüyor, Planlar Geliştiriyor, Akıllarından Geçen Düşünce Ürünlerini Boncuk Taneleri Gibi Diziyorlar 377-
Çözüme Doğru Götürecek İlk Büyük Adım: Kafkasya’dan Gelen Madenciler Kumarbi’ye Van Gölü’nün İçinde Yaşayan Kaya Parçası Dev Kadın Perunaşena’dan Söz Ediyorlar … 379-
Vemiyanun! İşte Şimdi Buldum, Diye Umutlanan Kumarbi Kocaman Kaya Yarığıyla Sevişmeye ve Amansız Taştan Devi Yaratmaya Karar Veriyor 383-
“Nasıl Bir Yemek, İçki ve Kadın İstersiniz Efendim?” Dünyanın En Eski Mesleğinin Yapıldığı Arzanalar: Kumarbi Van’a Doğru Giderken Yolda Hatti Ülkesinin Meşhur Meyhane ve Genelevlerine de Uğruyor 345-
Sefalet ve Kepazelik Sadece İnsanlara Has Değil. Kumarbi’nin İçini Geçiren ve Ağlatan Yalnız Ağaç 347-354
Kumarbi’nin İçini Burkan Sığırkuyruğu ve Yalnız Kuş 350-355
Kumarbi’nin Analığının Hayaleti Ona Uğurlu Yolculuklar Diliyor 355-356
Kumarbi Aprum Diye Ücra mı Ücra Bir Yere Geliyor. Tüccarların Sayıklamasıyla Geçirilen Uykusuz Bir Gece 357-358
Kumarbi Kargamiş Diye Büyük Bir Kente Varıyor
Kumarbi Sık ve Sarp Orman ve Karlı Dağların İçinde Soğuk Denize Doğru Yoluna Devam Ediyor
Kumarbi Duvarları Olmadık Renkli Resimlerle Kaplı Geniş Bir Mağarada İrili Ufaklı İnsan İskeletleriyle Yan Yana Gecelemek Zorunda
Kumarbi O Esrarengiz Şanidar Mağarasında Tanrı Meclislerinden Üstünkörü Tanıdığı Telipinu’yla Karşılaşıyor. Birisi Bir Şeyler Aramaya, Diğeri İnsanlara Kızmış, Saklanmaya Çıkmış İki Çılgının Rastgele Buluşması
Kumarbi Yoluna Devam Ediyor ve Sonunda Dev Dişi Kaya Yarmasını Buluyor. Ama Nasıl Bir Eşitsiz Buluşma ve Çiftleşme! …. 483-
Hedefe Doğru İkinci Adım: Kumarbi’nin Dilediği Oluyor; Dev Kaya Çiftleşmeden Benzersiz Bir Ucubeye Gebe Kalıyor, Ama Kumarbi de Bitiyor. Bakalım Ne Doğacak ve Umulanları Yerine Getirebilecek miydi? ….. 422-
Tiksinti Duygularını Dağıtmak İsteyen Kumarbi Veziri Mukişanu’ya Kin, Garaz ve Alınmamış İntikamlardan Şişip Kabaran Mezarların Gizlerini Açıyor 382-
Heyecan Verici Bekleyiş. Bakalım Şu Bizim İğrenç Taş Ne Doğurmuş? Kumarbi ve Mukişanu Derme Çatma Bir Salla Akdamar Adasına, Dev Dişi Kayanın Yanına Geçiyorlar. Akılları Fikirleri Şimdi Doğmuş Olması Gereken Çocukta
Evet, Kaya Doğum Yapmış, Hem de Ne Doğurmuş! Kumarbi Taş Bebeği Alıp Urkiş’e Getiriyor. Büyük Bir Eğlence ve Eşi Benzeri Görülmemiş Karşılama Töreni Düzenleniyor. Bu Aynı Zamanda İnsanlar Arasında İsyan Bayrağını Çekme Hazırlıklarının Başlangıcı da Oluyor
Halk Binyılların Derin Gaflet Uykusundan Uyanıyor, Hiç Sakınmadan Çekinmeden Kumarbi’yle Sömürü Düzeninin Acımasızlık ve Haksızlığını Tartışıyor. Kumarbi İçerik ve Şiddetini Arttırarak Ateşli ve Ayartıcı Konuşmalarını Sürdürüyor
Sırtını Halk Tabanına Dayamayan İsyan Başarılı Olamaz: Tanrısallığa Sırt Çevirmenin İlk Belirtileri: Halkla Daha da Kaynaşan ve Dayanışma Yaratan Kumarbi Derin Düşüncelere Dalıyor, Tek Umudu ve Silahı Yeni Doğan Oğluyla İlgileniyor
İrşirralar Taş Bebeği Sırtlarına Aldıkları Gibi Ikına Sıkına Kimseye Göstermeden Bir Yerlere Götürüyor, Denizin İçinde Yükselen Upelluri Denen Dev Sütunun Omuzuna Yerleştiriyorlar. Çocuk Sanki Kendisini Bekleyen Acil Görevi Bir An Önce Bitirmek İstercesine Olanca Hızıyla Büyüyor
Kıyamet Gününü Aratmayan Manzara: Hızla Azmanlaşan Canavarı Gören Tanrı, İnsan, Balık, Hayvan Tüm Yaratıklar Dehşete Kapılıyor, Saçını Başını Yolarak Ağlıyor, Sızlanıyor, Çığlıklar Atıyor, Bayılıp Düşüyor ve Saklanacak Kovuk Arıyor
Devi İlk Görenlerden Güneş Tanrısı Donup Kalıyor, Tanrısal Görevlerini Bir Yana Bırakıp Onu Yakından İncelemek Üzere Aşağıya Fırtına Tanrısı’nın Yanına İniyor
Ea Derin Düşüncelere Dalmış Hayalet Gibi Ortalıklarda Gözüküyor. Acaba Bir Bildiği mi Var?
Devi Gökten Seyreden Ay Tanrısı Nanna’nın Üzerine Hafakanlar Basıyor, Bayılıp Pat Diye Yere Düşüyor
Şimdi Korkma, Dehşete Kapılma ve Titreme Sırası Kendisinden Güçlü ve Büyük Olmadığı Kuruntusuna Kapılan Fırtına Tanrısı Teşub’ta
Devden Kurtulma Çabalarında Eros’un İşlemediği, Başarısız Kaldığı Durumlar da Var: Aşk ve Savaş Tanrıçası İştar Dişiliğini Silah Olarak Kullanacak ve Aklınca Devi Alaşağı Edecek…. Acaba?
Teşub Savaş Hazırlıklarını Tamamlıyor ve Tüm Korku ve Endişelerine Rağmen Bire Bir Çarpışmaya Karar Veriyor
Kara Günde Tanrılar Arası Dayanışma: Tüm Tanrılar Teşub’un İmdadına Koşuyor, Vuruyorlar, Ama Devin Kılı Bile Kıpırdamıyor. İlk Saldırı Bozgunla Sona Eriyor
Aç Tavuk Rüyasında Darı Görürmüş. Teşub Gördüğü Arzu Rüyasında Taş Devi Öyle Bir Saf Dışı Bırakıyor ki!
“Düşman Kapı Eşiğine Dayanıyor!” Galip Dev Ullikummi Teşub’un Kutsal Kenti Kummiya Önlerinde! Acaba İsminden Beklenen Görevi Yerine Getirecek, Kenti Yerle Bir Edecek mi?
Akıl Mantık Alacak Şey Değil! Ullikummi Kummiya Kentine Dokunmadan Geri Çekiliyor!
Vahşiler Diyarı Zagros Dağlarının Ötesinde Saklanan Yenik ve Bitik Tanrılar
Taşmişu Son Zamanlarda Dünyası İyice Alt Üst Olan Hepat’a Ölüler Dünyasını Anlatıyor. Taşmişu’nun Gizli Saklı İmalarından Kocasının Öldürüldüğünü Sanan Kadın, Korkusundan Bayılma Numarası Yapıyor, Tutmasalar Balkondan Pat Diye Yere Düşecek Oluyor!
Bu da Yetmiyor. İki Zombi Çıkageliyor, Kocan Teşub Öldürüldü. Haydi Kalk, Atla Kayığa! Seni de Yeraltına İndirmeye Geldik, Diye Hepat’a Korku Dolu Anlar Yaşatıyorlar
Deli Tavuklar Gibi Sağa Sola Koşuşturan ve Yeni Kurtuluş Çaresi Arayan Tanrılar
Çaresiz Kalan Tanrılar Ea’ya Akıl Danışmak Üzere Yollara Dökülüyor, Nippur’a Gidiyorlar
Ea Kendisinden Beklenmedik İşlere Girişiyor; Ullikummi’nin Yanına Kadar İniyor ve Teknik ve Taktik İncelemelerde Bulunuyor
Kuyruk Korkusu ve Koltuk Tutkusu Neler Yaptırıyor. Annunakiler ve Tanrılar Bir Zamanlar Gök ve Yeri Kesip Birbirinden Ayırırken Kullanılan O Kocaman Testereyi Bulmaya Gidiyorlar
Taş İşçiliğinde Eşsiz Usta Annunaki Tanrıları Omuzlarında Kocaman Tarihi Testere, Devi Kökünden Kesmek Üzere Denizin Dibine Dalıyorlar
Yaşasın Zafer! Ya da Kahrolsun Zafer! Tanrılar Taş Devi Kesip Sırt Üstü Devirmeyi Başarıyorlar! Ancak Acaba Kazanan Kim?
Şimdi Tüm Emek ve Çabaları Boşa Giden ve Yenik Düşen Kumarbi’nin Olup Bitenlerden Canı Sıkılıyor, Dünyaları Yıkılıyor
Her Bozgundan Sonra Yeni Eylemlere Girişmeden Önce Değişiklik ve Dinlenmek Gerek! Kumarbi, Eski Dostu Telipinu’yu Ziyaret İçin Hatti Ülkesi’ne Gidiyor, Doyasıya Geziyor, Dünyası Değişiyor. Bakalım Neler Görecek, Neler Yaşayacak, Davasını Savunmaya Nasıl Devam Edecekti!
Kumarbi’nin Yüce Torosları Aşması. Derin Vadi ve Yüksek Zirvelerde Yaptığı Yürüyüşler
Kışla Kenti Ankuva’ya Yapılan Kısa Ziyaret
Kayadan Düşerek Ayağı Kırılan Kumarbi Kışı Zippalanda Yakınlarında Yaşlı Bir Çiftin Kulübesinde Geçiriyor
Ayağı İyileşen Kumarbi Yoluna Devam Ediyor
İki Eski Dost Kumarbi ve Telipinu Hattuşa’da Buluşuyor, Doyasıya Birbirlerine Sarılıyorlar
Kumarbi’nin Budaközü Vadisinde Gördüğü İbret Verici Olaylar. Kral ve Kraliçenin Hamamlığı, Gene Taşocakları, Kara Büyü ve Hatti Köyünün Başına Gelenler
Telipinu Misafirine Büyükkale Hitit Sarayını Gezdiriyor
Hatti Ülkesinin İçlerindeki Issız ve Büyüleyici Yerlere Düzenledikleri Eşsiz Geziler
Hitit Kralı Ölüyor, Kumarbi Halkın İçten Gülüp Dıştan Ağlayarak Zoraki Matem Tuttuğu Ölü Ayinlerine Tanık Oluyor
Telipinu ve Kumarbi İlk Buluştukları Mağarada Bir Kışı Daha Birlikte Geçiriyorlar
Salak Arı Ayıyı Telipinu Sanıp Kumarbi’yle Birlikte Hattuşa’ya Getiriyor!
Kumarbi ve Telipinu Kapadokya’da Peri Bacaları Diyarını Geziyorlar
Şehiriya Irmağı Vadisine Doğru Yolculuk. Kalaşma Ülkesi Beyi Aparru’nun İç Geçirici Dramı
Gene Gönülsüzce Hattuşa’ya Dönüş, Hüzünlü Ayrılış ve Urkiş’e Hareket
Ullikummi Büyük Deniz’in Sularına Gömülüp Gitmişti, Ama Umutlar Sönmemiş, Ayaklanmalar Durmamıştı. Hatti Gezisinden Güç Alan Kumarbi Bu Kez de Hedammu’yu Tanrıların Başına Tebelleş Edecekti
Bakalım Dünyanın En Eski ve Etkin Silahı Eros Bu Kez İşe Yarayacak mı? İştar Dişiliğini Bir Kez Daha Kullanarak Devi Alaşağı Etmeyi Amaçlıyor
Telipinu Kumarbi’yi Ziyarete Geliyor
Kumarbi’nin Üçüncü Kozu: Yetim Çocuk Gümüş ve Başına Gelenler
Savaşların Savaşını Seyre Hazır Olun! Kumarbi Dördüncü Sınamasında Öz Oğlu Teşub’a Karşı Teke Tek Savaşmaya Karar Veriyor. Bakalım Zafer Kimin Tarafına Yazılacak?
Hiç Beklenmeyen Sürprizlerle Dolu Sonuç: Meğer Tanrılarla Bir Arada Daha Âdil Yaşamak da Varmış! Mücadeleyi Kaybeden Kumarbi Teşub’la Barışıyor, Evleniyor, İnsanımsı ve İnsanca Yaşamı Yeğliyor, Urkiş’e Çekilerek Keyifli Bir Yaşam Sürdürüyor
Eski ve Sadık Dost Keşşi Urkiş’e Ziyarete Geliyor. Sürpriz Şekilde Telipinu da Onlara Katılıyor. Hep Birlikte Yeni Ayaklanma Tasarıları Yapıyorlar
Sönmek Bilmeyen Meşale Umut. Kumarbi Urkişliler Şerefine Verdiği Büyük Şölende Yaptığı Veda Konuşmasında Davasından Vazgeçmediğini, Tanrısal Saltanatın Bittiğini Anlatıyor ve Topluca Ant İçiyorlar
Son Perde! Kumarbi Tanrısal Düzenin Bittiğini İlan Ediyor
Bir Deneme: Ölenlerin Canlanması Üzerine Oluşan Bir Tarih Animasyonu
Temellerinin nasıl ve ne zaman atıldığı bilinmeyen tanrısallık ve onun uşağı krallık sistem düzenine karşı dünya tarihinin en eski ve ilk ayaklanmasını ve düzenin yıkılmasını okumaya hazır mısınız? Eski Anadolu, Suriye ve Mezopotamya efsanelerine sıkı sıkıya bağlı kalarak yazdığım bu mitolojik romanı sunarken mutlu olmanın yanında yazarlık sınırlarımı fazla zorlamış olmaktan da endişeleniyorum. Öyle ya, beni sadece Eski Anadolu araştırmaları ve Hititlere yönelik katı bilimsel yayınlarımdan tanıyanlar, pekâlâ bu da nerden çıktı diye şaşırır ve sorabilirler. Ancak kitabın tümünü okuduktan sonra, bir bütün olarak aynı kaynaklardan beslendiğini, benzer amaca, yani tarihi, eski olanı, geçmişi anlamaya ve anlatmaya hizmet ettiğini ve aradaki farkın gayet minimal kaldığını göreceklerdir. Eğer bir tarihçi olarak beni, geçmişin giz ve bilinmezliklerle dolu olaylarını aydınlatmaya çalışan bir eski zamanlar gazetecisi veya dedektifi yerine koyarsanız, farkın neredeyse ortadan kalktığını, amaç, çaba, yazım yöntemlerim ve olayların yaşandığı coğrafya ve zaman dilimini seçiş tarzımı daha iyi kavrayabilir, benim çizdiğim gerçek ve mitik coğrafyada benimle birlikte dolaşabilirsiniz.
Romanın senaryosu, Eski Anadoluluların, Levantenlerin ve Suriyelilerin en az Gilgamiş Destanı kadar can kulağıyla dinledikleri veya okudukları Hurri kökenli Keşşi masalı, Kumarbi miti ve onun doğa yasalarını zorlayarak taştan dev kadın Perunaşena’dan yarattığı duygusuz kaya parçası Ullikummi etrafında dönen destan yanında Mezopotamya, Suriye ve Levant arşivlerinde, Elam’da, Kafkasya’da binlerce yıl saklandıktan sonra tekrar uyandırılan ve yeniden diriltilen Sümer, Akad, Mısır, Hitit, Hatti, Hurri, Luvi, Ugarit ve Kafkas dillerinde yazılmış başkaca metinler çıkış noktası alınmak suretiyle oluşturulmuştur. Coğrafyanın alabildiğine geniş tutulması ve özellikle Anadolu dışına kaydırılması, sadece Anadolu mitlerini esas alarak yazılan romanın biraz yavan ve ruhsuz olabileceği kaygısıdır.
Türünün bir ilki bu mitolojik ve tarihi bir roman, sizi şimdiye kadar gitmediğiniz, görmediğiniz, tanımadığınız, adını bile duymadığınız çok değişik dünyalara, kentlere, köylere, dağlara, bayırlara, göklere, denizlere ve başkaca coğrafi bölgelere götürecek, iyisiyle kötüsüyle nice tanrı, insan, azman yaratık, hayvan, akıl almaz olaylar ve doğa güçleriyle tanıştıracaktır. Göreceğiniz tüm yerler, kentler, dağlar bayırlar şimdilerde yok olmanın eşiğine gelse de asla uydurma değil, gerçektir. Bazıları sizin de yakın çevrenizde hemen her gün bakıp da görmediğiniz mekanlardır ve derin mitleri olduğunu gecikmeli olarak okuyunca gözünüzde yeniden şekillenecek, onca olaylara gebe olmasına karşın niçin şimdiye kadar sizlere anlatılmadığına ve görmediğinize şaşırıp kalacaksınız!
Dünya edebiyatında bir başka benzeri olmayan Ullikummi Destanı’nında dile getirilen olağanüstü çapraşık olayların konu, motif, yer ve zaman genişliği, karakter ve kahraman çeşitliliği ve zenginliği, sunuluş şekli, anlam ve işlevi bir tarafa, Eski Anadolu ve Yakın Doğu’da yaşayan isimsiz halk yığınlarının tahammül etmekte alabildiğine zorlandıkları dini araç edinen şaibeli kuruluş devlet adına yürütülen baskı, kıyım, terör, alikıranlık ve astığı astık kestiği kestik despotizmiyle elbirliği yapan dinsel ve tanrısal zorbalık, otorite ve sömürüye karşı dünyanın ilk laik ayaklanmasıdır ve bu şekliyle hiç kuşkusuz ona insanlığın sosyal, sosyalist, siyasi, psikolojik ve entelektüel gelişme süreci çerçevesinde ve dünya felsefe ve edebiyatında seçkin ve benzersiz bir konum kazandırır. Okuyun, siz de göreceksiniz!
Prof. Dr.Ahmet Ünal kimdir? 1943 yılında Uşak’ta doğdu.Çukurova Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Başkanlığı yaptı.Münih Üniversitesi Eski Anadolu Dilleri, Kültürleri, Tarihi ve Hititoloji Bölümü eski Başkanıdır.Hitit Uygarlığı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü olarak görev yaptı. Ahmet Ünal, uzun yıllar Ankara, Konya, Münih, Bern, Antalya ve Chicago Üniversitelerinde öğretim üyeliği yapmıştır.
Türkiye’de çok sayıda kazılara katılmıştır. Çeşitli dillerde Eski Anadolu tarihi, kültürleri, arkeolojisi, dilleri ve Hititlerle ilgili çok sayıda kitap, makale ve sözlükleri vardır.
Hititlerden günümüze kadar Anadolunun nerdeyse tüm kültürel ve tarihi üzerine en bilimsel kitaplar yazmıştır.
Özgün ve özgür bir bilim insanıdır. Söyleyeceğini doğrudan söyleyen bir bilimcidir. Anlattıklarını anlamak kolaydır.
Şu anda Osmaniyede kurulu Anadolu Halk Bilim Kültür Akademisi yönetim kurulu üyesidir. Yerelde n evrensele dergisinde yazılar yazmaktadır.