Yazarlar-Konular

Nazım Paşa, Çukurovada

Cevat Yiğit 

Mersin’e dair tarihi bir hikaye anlatayım…1900 lü yılların başı…Yer Mersin..1860 lı yıllarda başlayan Amerikan iç savaşı sonrası Çukurova’da  pamuk üretimi başlar ve Mersin Çukurova’nın ihracat ve ticaret merkezi haline gelir .Şehirde 12 konsolosluk ile çok sayıda yabancı acenta ve temsilcilikler vardır .Bir çok yabancı işadamı yaşamakta ve ticaret yapmaktadır. Yoksul ailelerin çocukları ise hamallık yaparak ,yoğurt pazarından (bugün hala Yoğurt Pazarı olarak mevcuttur)veya limandan alışveriş yapanların yüklerini taşıyarak ailelerine katkıda bulunmaktadır. 12 yaşındaki Memet de bunlardan biridir.

Mersin’de yaşayan İngiliz Lord Thompson ,bir gün yurt dışından gelen eşyalarını taşıtmak için Memet’i çağırır. Memet ,eşyalar çok ağır olduğu için ilk anda kaldıramaz ,fakat çevresindekilerin yardımıyla yük Memet’in sırtına yüklenir. Lord’un malikhanesinin taş avlusuna taşır yükü. Ve parasını ister. Fakat lord ödemez parayı. Memet ısrar edince elindeki topuzlu bastonla Memet’in kafasına vurur ve Memet oracıkta ölür.

O sırada Mersin’in başında yönetici olarak mutasarrıf Nazım Paşa bulunmaktadır.( Mutasarrıf ,Vali ile aynı yetkilere sahip idarecidir)Nazım Paşa olayı duyunca derhal lordu makamına çağırır. Lord suçunu inkar etmez. Osmanlı kanunlarına göre cezası ölümdür, fakat lord İngiliz olmasına güvenir ve kapitülasyonlar uyarınca kendisine yargılama yapılamayacağını söylemektedir. Fakat Nazım Paşa lordu derhal tutuklatıp ,mahkemeye gönderir. Olay İngiliz konsolosluğu aracılığıyla ,Mersin açıklarında bekleyen İngiliz savaş gemisine ve İstanbul’a akseder.

İngiliz savaş gemisinin komutanı ,lord serbest bırakılmazsa ,Mersin’i bombalayacağını söyler. Nazım Paşa bunun üzerine şehirdeki yabancıların ,Mersin dışına çıkışını yasaklar. Lordu hızla mahkemeye çıkarıp ,idam kararı verir. Ve bugünkü Yoğurt Pazarı meydanında darağacı kurdurup asar. Ayrıca savaş gemisinin şehri bombalaması halinde tüm İngilizleri asacağını söyler.!

Ve böylece şehir bombalanmaktan kurtulur…Konu padişah 2.Abdülhamit’e aksettiğinde artık çok geçtir ,lord asılmıştır..Zaten Nazım Paşa birkaç yıl öncesinde de Avusturya baş konsolosunu kovmuştur. Yani vukuatlıdır…Abdülhamit’e İngilizler tarafından ,Nazım Paşa’nın cezalandırılması yönünde  büyük baskı vardır. Abdülhamit bunun üzerine ,Nazım Paşa’yı bir liman ve ticaret kenti olarak dış dünyaya açık olan Mersin  mutasarrıflığından alır ve Kayseri mutasarrıflığına atar.

İşte 12 yaşındaki bir çocuk için ,gözünü kırpmadan İngiliz lordunu asan ,şehrin bombalanması tehditlerine dik durarak gerekli cevabı veren o Nazım Paşa; Nazım Hikmet’in dedesidir.  

Dr Akif Taşcıoğlu sundu bize bu  olguyu.

Bu makaleyi bize aktaran Cevat Yiğit kimdir :

Hissederk yaşamayı seviyorum. Eski olan her şeyi seviyorum. Yaşanmışlıkları hissetmeyi, hissedilenleri…Yaşanmış her ne olursa olsun haz veriyor bana. Hayallerim var, onlarsız yapamıyorum. Parça parça hayaller…Olmasını istediğim ya da düşünmekten mutlu olduğum bir sürü şey. İçinde sevdiklerim, dostlarım, hayatım…Beni ben yapan hayaller. Yoruluyorum zaman zaman…Sonra hayalimden güzel bir parça seçiyorum, sonra onu yaşıyorum. Biliyorum gözlerimi açtığımda kaybolacak kurduğum düzen, üzülmüyorum; biliyorum ki gözlerimi kapattığımda yine orada olacağım. İçimde öyle biri var ki, dışarı çıkmaya korkan biri…Sadece ayak seslerini arkamdan duyuyorum. Beni takip ediyor ama kendini gösteremiyor. Gölgem olmak istiyor, cesareti yok. Bazı hatıralar vardır. Onlar birden eser size doğru ve olmadık anda gülümsetir sizi. Hatta gözleriniz dolar, özlemle anarsınız bazı şeyleri. Hatıralar hatıralar…Ya sızı verir ya da hüzünlü bir mutluluk. Gülümsetse de kıran bir tarafı hep vardır. Şarkılar…Dememişler mi “Ah bu şarkıların gözü kör olsun” diye. Öyleleri var ki içine işler. Nereden geldik nereye, kulağımda bir şarkıyla bana çağrıştırdıklarını döktüm sizlere yine… Mutluluğu kendimize hedef seçmeliyiz daima, mutsuzluk bizi yıpratıyor. Sevmek…Öyle güzel ki! İyi olsun olmasın. Sevmek istiyorsun…Sev, kaçma. Şimdi kulağımda Buğra Uğur’un güzeller güzeli bestesi “Kavak yelleri”. Yüreğine sağlık ! İçimde yorgun rüzgarların ayak sesleri… Güzellikleri kendinize layık görün, aynanın karşısına geçtiğinizde kendinizi nasıl görmek istiyorsanız öyle görün ve en önemlisi kendinizi sevin, bencil olmayacak kadar. Sevgiyle kalın ve daima gülümseyin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir