OSMANİYE İL’ İNDE ‘ İLK ‘ LER.
( Anadolu halk bilim kültür AKADEMİSİ dergimizin her sayısında doğu Çukurova bölgesinde ki ilkleri sizlere anlatmaya ve yorum etmeye devam edecektir. Bu anlatı bu konuda bir ilktir. )
Osmaniye ilinin bir köyü ( evet köyü ) Yarsuvat adlı köyü; 1925 yılında Türk Hava Kurumu ( THK) adına, onbin ( 10.000 )altın bağışta bulunarak ilk av, keşif ve bombardıman uçağını ( çok amaçlı uçak ve savaş uçağını )satın alır, kendi köylerine hava alanı yaparlar, uçağa kendi köylerinin ve bölgenin adını verirler. Uçak ilk kez bu köyde görücüye çıkar ve halkı gurup gurup gökte uçurur.
Yalnış duymadınız, aynen böyle. Bizde Osmaniyenin bu halkını uzun zamanda olsa , geçte olsa hatırlıyor , kutluyoruz.
Osmaniye ilinin bu Yarsuvat köyü şimdiki adıyla Ceyhan ilçesidir. Doğu Çukurovada ki Ceyhan ilçesi toprakları, ırmakların taşması sonucu bölge alüvyonlarla kaplanır, bitki açısından verimli ancak sık sık ortalığı su baskınları kaplar, etraf sazlık, sivrinek dolu ama topraklar verimli. Türkmen aşiretleri buraları kışın otlak yeri olarak kullanır,
1867 yılında Osmanlılar bölgeye ilk kez ( evet ilk kez ) ele geçirdiklerinde , şimdiki yurinde Osmaniye adında bir il kurarlar. . İl merkezinin doğusuna Ulaş, kuzeyine Tecirli, batısınada Cerit adında bölge kurarlar. Bu Cerit bölgesi 1914 yılında Osmaniye iline bağlı Yarsuvat adlı bir ‘nahiye ‘ yapılır. Bu nahiyeye Osmaniye il iicra müdürü Sıtkı Bey müdür yapılır ( Sıtkı Bey, Orhan Kemal ‘in dedesi ) Bu Yarsuvat nahiyesi 1926 yılında Osmaniye iline bağlı ilçe yapılır. 1929 yılında da bu ilçe Ceyhan adını alır.
İşte THK adına ilk uçağı bağışlarıyla alan yer Osmanyenin Yarsuvat adlı bir nahiyesidir.
Atatürk ;
Atatürk, Bolu Milletvekili Cevat Abbas Bey’e; “Havacılık askeri bakımdan olağanüstü önemli, Avrupa, Amerika havacılığı ayrıca bir spor konusu olarak görmeye başladı, iyi düşünün. Biz de geç kalmayalım, bilgili, yürekli, kanatlı bir gençlik yetiştirelim. Hayalini geniş tut. Uçak yapmayı bile düşün. Cemiyeti kur ve bana çalışmaya başladığınızı bildir”.
16 Şubat 1925’de “Türk Tayyare Cemiyeti” kurulmuş ve başkanlığına Cevat Abbas getirilmiştir. Daha sonra Türk Hava Kurumu ( THK ) adını alır.
Cemiyetin Nizamnamesi(Tüzüğü) bizzat Atatürk tarafından tespit edilmiş; Yüzbaşı Fazıl, Üsteğmen Şakir Hazım, Pilot Fehmi Yemenli, Mazlum Keyüsk ve Vecihi Hürkuş tarafından hazırlanmıştır.
Vecihi Hürkuş aynı zamanda pilot’tur.Ve THK teknik işler sorumlusudur.
TBMM ülkeye ilan verir. Ülkemize çok amaçlı savaş uçakları alacağız.Bu anlamda tüm ülke yerleşim birimlerine:duyuruyoruz ki bu iş için bağış yapınız.Bir uçakon bin (10.000) altın değerinde dir.Hangi yerleşim yeri bu kadar altını bağışlarsa bu Türkiyenin ilk uçağına o yerleşim yerinin adını vereceğiz. Ve Osmaniye ilinin merkeze bağlı Yarsuvat nahiyesi bu kadar altını çok kısa sürede toplar ve THK na teslim eder. Uçağın adınında Doğu Çukurovayı sulayan Ceyhan ırmağının adının verilmesini isterler.
Osmaniyenin bu yurtsever – çilekeş insanları Yarsuvat adlı köylerine ( nahiyeye ) uçağın inmesi kalkması için bir de hava alanı yapmayı önerirler. Teknik heyet gelir , ölçüleri bildirir ve aynı imece usulü ile bir de savaş uçaklarının inip kalkabileceği hava alanı yaparlar.
Uçak İtalya dan alındı. Ansaldo A300 marka çok amaçlı savaş uçağı.
Kampanya özellikle Osmaniyenin Yarsuvat nahiyesinde ( sonra Osmaniye nin Ceyhan ilçesi adını aldı) büyük ilgi gördü. Yarsuvattan ’dan toplanan bağışlarla alınan Ansaldo A300.4 modeli uçak denizyoluyla İstanbul’a gönderildi.
25 Mayıs 1925’de İstanbul’a demonte gelen uçak Yeşilköy hangarlarında monte edilerek 5 Haziran 1925’de uçar duruma getirildi.
Vecihi Hürkuş ve İtalyan pilot Lovadina tarafından Ankara’ya uçurulan bu uçak, THK bağışlarıyla alınan ilk uçak olması nedeniyle büyük coşkuyla karşılandı. THK tarafından teslim alınan uçağa Osmaniyelilerin önerisiyle “Ceyhan” adı verildi
Buradan ilerisini Türk pilot ve Türk teknisyenlerinden dinleylim. İstanbuldan havalandık , Konyada konakladık ve yakıt ikmali ve bakım yaptık. Hedef, Osmaniye / Yarsuvat kasabasının bağışlarıyla ve onların isteği üzerine uçağımıza CEYHAN adını yazdırmıştık. İlk gösterimizi Yarsuvatta yapacaktık .4.5 saatte yarsuvata ulaştık.
Kuzeyden güneye yılankavi kıvrımlarla uzanan Ceyhan Nehrinin sol sahiline yaslanmış küçük bir kasaba, etrafını keşif insan topluluğu çevirmiş küçük bir meydan. Bu durumu görünce derin, derin düşündüm. Yeşilliklere gömülmüş bu kasabanın ne büyük duygulu cömert bir halkı varmış. Dimağım bir an için durur gibi olmuştu. Düşünüyorum 10.000 Türk Lirası büyük bir servetti o zaman. 1925 yılında liranın değil, kuruşun değeri vardı. Çünkü o tarihte bir Türk altını 5-6 Türk Lirasından ibaretti. Bağış yarışını kazanan (Yarsuvat ) Ceyhanlılar yurtseverlik ve feragat adına bende büyük bir hayranlık yaratmışlardı. Bu duygu ile gözlerim yaşararak kasaba ve halkını ayrı, ayrı selamladıktan sonra inişe geçtim. Küçük meydan gönlümün duyguları kadar genişledi ve Ceyhan’ın yurduna inişine yetmişti bile.
Çok samimi bir kabul ve güzel yurdumuz kadar sıcak bir kucak bulmuştuk. Dört buçuk saat süren uçuştan sonra bu insanlar arasında kendimi hiç uçmamış gibi hissediyordum
Önce kasabanın Belediye Başkanı, çok heyecanlı ve coşkulu nutuklarında, başta büyük Gazimize ve bütün devlet büyüklerine ve sonra Hava Kurumu’nun faaliyetlerine, bu faaliyetlerde emeği geçenlere, Başkanına ve büyüklerine halkın duygusallığının tercümanı olarak teşekkürlerini söylediler.
Havaalanı pistinde iki kurban kestiler.
Bundan sonra, Ceyhan Müftüsü ve Ceyhan Hava Kurumu Başkanı değerli Hacı Halil Efendi tarafından çok güzel bir nutuk verildi. Bu konuşmada da büyük ve çok kıymetli cümlelerle teşekkür edildi ve Cumhuriyet yönetiminin eski yönetimle karşılaştırılması yapıldı. Bundan sonra Okul Müdürü İrfan Bey de çok hararetli ve heyecanlı cümlelerle takdir ve teşekkürlerini söylemiş ve bunu pek değerli Fazıl Berki Bey Efendinin çok etkili ve çok coşkulu konuşmaları izlemiştir.
Tanıştık, görüştük ve kahvelerimizi içtikten sonra yeniden uçuşa başlamak istedim. Çünkü görüyor ve işitiyordum ki, çocuk, kadın, erkek herkes kendi eserini elleriyle okşuyor, dudakları ile öpüyor ve derin bir zevkle dinlediği uçuş hikayelerinden sonra uçmak arzularını, uçuşa alışmış kimseler gibi çekinmeden ortaya koyuyorlardı. Bu uçuşlar bana tatlı bir uğraşı olmuştu. Her defasında iki, üç vatandaşla havalanıyor, kasaba üzerinde birkaç tur yaparak iniyorduk. Hava kararıncaya kadar süren bu uçuşlardan hiçbir yorgunluk duymamıştım. Uçuşları durdurdum ve sevgili Ceyhanlıların sevilen konukları olmuştuk. Yemekte ve dinlenmede büyük kalabalık arasında toplantımızın tek konusu havacılık ve uçuş hikayeleri olmuştu.
Ertesi gün daha sabahtan halk meydanı doldurmuştu, halk arasında yeni bir bağış yarışması başlamıştı. Bu coşkuya ben de katıldım, uçmak isteyen bir çok vatandaşa uçuş zevkini tattırmak ve kurumumuzun şükranlarını yürekten duyurmak azmi ile uçuşlara başladım.
Belediye Başkanının halkın adına teşekkür konuşması ve makiniste hediye ettikleri altın saat sözü işitildi ve görüldü. Daha sonra Fazıl Bey Efendinin tekrar saygı ve teşekkürlerini söylemesine ben de birkaç kelimeden oluşan samimi ve duygusal selam ve teşekkürlerimi kapsayan küçük bir anlatımla ile cevap verdim. Sevimli halkın samimi alkışları arasında uçağımız yine Fazıl Berki Bey Efendi de beraber yedi buçuk sıralarında hareket etti. Küçük Ceyhan, sevimli Ceyhan’a ve halkına son teşekkürlerini ve ayrılığını anlatan bir uçuşla. güzel bir gösteri uçuşu yapıp Yarsuvatlıları selamlayarak yine üç arkadaş tayyareye atladık ve oradan bin güzel duyguyla ayrıldık..


Harika olmuş. Ellerine emeğine sağlık abi. Bu arada o tarihlerde Yarsuvat Nahiyesine Kuzey Kafkasya dan Kıpçak Türk boyundan Nogaylar yerleştiriliyor. Bölgeye Yerleştirilen Nogaylar Tüccar ve esnaflardan oluşuyor. Bir ara bu bölge Kopçak adıyla da anılıyor. Kopçak “yerinde ayrılmış” anlamına geliyor. Muhtemelen bu parayı O Nogay Tüccarları toplamıştır. Çünkü o dönemde bu yöredeki köylüler çok fakir. Üstelik göçebe. Saygılar.