Yazarlar-Konular

Öküzlü Kuru Pamuk Tarımı(*)

 M.Demirel Babacanoğlu

Pamuk tohumu, tarla hazır edilir.

Çiğit (tohum) toprağa dökülür, ıslanır, kürekle karıştırılır, çuvallara doldurulur, tarlaya götürülür.İki türlü ekim yapılır:  Serpme ve diziye.

Ekim zamanı: Pamuk ekimi mart ortalarından başlar, mayıs başlarına kadar sürer. Havaların uygun gitmesi, pamuk ekimini daha erken sona erdirir.

Serpme: Bele bağlanan peştamala çiğit doldurulur, hazır edilmiş tarlanın yüzüne elle serpilir. Öküzlerin çektiği üçdemirli ile ya da traktörün çektiği diskharro ile ekili alan sürülür. Sonra tapan çekilerek, çiğitlerin üzerinin örtülmesi, düzeltilmesi sağlanır. Bir hafta/on gün sonra çimlenen çiğitler, tarlanın yüzüne çıkar.

Diziye: Bir de mibzerle diziye (sıraya) ekme vardır. Öküzlerin, ya da traktörün çektiği mibzerler vardır. Öküzlerin çektiği mibzerler iki sıraya ekim yapabilir ancak. Traktörlerin çektiği mibzerler 4/6 sıraya ekim yapabilir… Mibzerlerin üzerinde sıraya ekim için silindirik kutular yer alır. Bu kutulardan bir aygıtla açılan çizi çukurlara çiğitler sırayla dökülür. Kutuların doğru çalışması için bir işçi, kutular arasındaki oturakta yer alır. Ya da traktör sürücüsü tarafından otomatik kolla ayarlanır. Mibzerler öküz, ya da traktör tarafından çekilirken, sıraya eşit uzaklıkta dökülerek ekilir. Üzerine tapan çekilir.

Seyreltme: Mibzerle ekilen tohumlar daha çabuk çimlenir, toprağın yüzüne çıkar. İki/üç hafta sonra yeni kanatları çıkar, büyüme hızlanır. Seyreltme çalışmaları başlar. Sık yerlerdeki pamuk fidelerinin en zayıfları çekilerek seyreltilir. Seyreltme işlemi birkaç kez yenilenir.

Ot dövme: Bu sıralarda tarla otlanmıştır. Otunu kazmaya, kesmeye ot dövme denir. Irgat tutulur, tarlanın otu kazdırılır. En az üç kez ot kazma yenilenir… Ulukışla, Niğde taraflarından da ırgatlar gelirdi.

Çapa çekme: Diziye ekilen koza için çapa çekilir. Öküzle çekilen çapa ancak iki karık, traktörle çekilen çapa ise 4/6 karık götürebilir. Serpmeye ekilen kozayı da ırgatlar çapalar. Çapa denilen makine demirden yapılmıştır. Toprağı kazan çapa kayık ucuna benzer keskin uçlu bir tür bıçaktır. Öküzle, ya da traktörle çekilirken, pamuk dizisi fidelerinin boğazını doldurur, önüne gelen otu keser.. Çapa işlemi en az üç kez tekrarlanır. Fideyi güçlendirir, büyümesini sağlar.

Fidelerin bakımı: Gübreleme zamanı gübre verilir. Ama bizim orada pek gübreleme yoktur. Pamuk fideleri hastalanınca, kurt, sinek gibi böcekler dadanınca tarım ilaçları kullanılır.

Pamuk: Pamuk fideleri temmuz başlarında sarı kırmızı beyaz olarak çiçek açar. Çiçek pamuk taslağına dönüşür. Çukurova’da bu taslağa mazzak denir. Temmuz ortalarında açmaya başlar, ağustos ortalarına kadar tamamlanır. Bundan sonra pamuklar toplanmaya başlanır. Pamuğun ilk toplanmasına birinci ağız denir. İkinci toplanmasına da ikinci ağız denir. Eylül ayı sonuna dek toplanma bitmiş olur.

Kütlü: Tohumlu pamuğa kütlü denir.

Pamuk (kütlü) toplama: Pamuk toplama işini, az topraklılar kendileri yaparlar. Çok topraklılar ırgat tutarlar. Pamuk ya sepetin içine, ya da bele bağlanmış peştamal içine toplanır. Yeme içme ırgatın üzerinedir. Kilogramı belli bir ücret karşılığında toplanır. 15 kuruştan 30 kuruşa kadar toplandığını anımsıyorum. Pamuk, çırçır fabrikalarından alınan telis çuvallara doldurulur. Tarlaya getirilen kantarla, ya da fabrikada tartılır. Tartma işi ırgatbaşı (elci) ile tarla sahibi, ya da görevlendirdiği kişiyle yapılır. Alacak verecek defterlere yazılır. Tarla sahibi pamuğu sattıktan sonra ırgatın ücretini öder. Ya da hazır parası varsa ondan öder.

Pamuk bekleme: Bizim oralarda hırsızlık olmaz. Pamuklar tarlada kalır, Irgatlar akşam olunca evine gider, sabah gelir. Dileyen tarlada yatabilir. Bizim çiftçi araçlarımız, kazmamız, küreğimiz tarlada kalabilir, bir şey olmaz; ertesi gün geldiğinde olduğu gibi bulursun tarlada. Ama artık o zaman ki güven bugün kalmamıştır…

Pamuk sevinci: Pamuk toplamak neşeli geçer. Kimi şarkı/türkü söyler. Kimi fıkra anlatır. Yemek birlikte yenir, herkes yemeğini paylaşır. Çalışma sevgi saygı içerisinde sürer.

Pamukların satılması: Tarla sahibi İstasyon’da bulunan iki çırçır fabrikasının(Biri Osman polat’ın, diğeri Karaoğlan Mehmet/Hasan Ağaların çırçır fabrikasıdır) hangisinden telis çuval almışsa, pamuğunu at-eşek-deve ile, kağnı arabasıyla, ya da traktörün çektiği römorkla fabrikaya götürür. Gereksinim fazlasını satar. Dileyen pamuğunu Durak İstasyonu’ndaki, Kelebek’teki çırçır fabrikalarına (Emin Dinçer Ağanın fabrikası), Tarsus’a, Adana’ya, başka yere götürüp satabilir.

Pamuğun çekilmesi: Tarla sahibi pamuğunu dilerse çırçır fabrikasında çektirir. Çırçırlarda çekilen pamuk tohumundan ayrılır. Çiğidini evine taşır, yeteri kadarını tohumluk olarak ayırır, geri kalanı hayvan yemi olarak kullanır veya satar. Pamukta da böyle işlem yapılır. Pamuğun yeteri kadarını eşinin, kızının evde dokuma tezgahında bez-kumaş dokuması için ayırır. Gereksinim fazlasını satar.

(*) Köyümüzde yaşam dosyasından (Köyümüz:  Karaisalı-İncirgediği Köyü)

Çukurova da bir pamuk işçisi

M. Demirel Babacanoğlu kimdir:

1944’te Adana-Karaisalı’nın, İncirgediği Köyü’nde doğdu.1965’te Düziçi İlköğretmen Okulu’nu bitirdi.. 1988’de Anadolu Üniversitesi Önlisans Eğitimi’ni bitirdi.

Karacaoğlan’ı okumakla şiire başladı. Birçok gazete ve dergilerde sanat ürünleri yayınlandı, yayınlanmakta. Yeni Adana, Hürsöz, Güney Ekstra gazetelerinin, Güney, Klas dergilerinin sanat yönetmenliğini üstlendi, sanat sayfalarını düzenledi.. 1992’den 2008 başına dek “Aykırısanat” dergisinin kurucusu, yayıncılığını, yöneticiliğini yaptı. 16.06. 2013—Ekim 2014 tarihleri arasında Uygarlık Yolu gazetesini 5 sayı arkadaşlarıyla yayınladı… kapandı.

1963’te “Aklı Kara” şiiriyle Kadirli-Heybe Dergisi’nden; 1990’da “Sen Bu Türküleri Neden Söylüyorsun” adlı şiiriyle Türkiye-Balıkesir; 1992’de “Karanfil Kırmızıların Soldu Mu” adlı kitabıyla İsveç-Stakolm Hümanist Enternasyonel Şiir Ödülü, 2002’de Derin Duygular adlı öyküsüyle Adana Edebiyatçılar Derneği öykü, 2017 Osmaniye Çardak Köyü Özgür İnsan Festivali Yaşar Kemal Halk Bilim Başarı; 2018-19 yıllarında İstanbul Sanat Magazin İnternet Gazetesi Emek Dayanışma ödülü aldı. 7 Mayıs 2013’de Adana’da 50. Sanat Yılı kutlandı. Bestekar Mesut Eray tarafından bestelenen “Karacaoğlan’dır” şiiri bestesiyle okundu.

 Babancanoğlu öykü, roman, deneme, çocuk oyunları, şiir dallarında  onlarca  eseri vardır. Oldukça  verimli bir yazardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir