Yazarlar-Konular

“MOR KAYANIN ORTASINDA KIRMIZI KEDİTAŞAĞI  ÇİÇEKLERİ BİTMİŞTİ”

Selim Özgül

(Her ölüm yıldönümünde hatırlar, paylaşırım bu anımı)

Tören salonunun bir öncesindeki bölümde “Çukurova Bayramlığını Giyerken” başlıklı bir sergiye ait, Yaşar Kemal romanlarından betimlemelere yer verilen çeşitli sayfalar ve bu sayfalarda betimlenen yerlere ilişkin fotoğraflar vardı duvarlarda.

Ben tören salonundan çıkıp Yaşar Kemal gelinceye kadar geçecek zamanı duvardaki o roman sayfalarını okuyarak değerlendirmeye karar verdim.

Salonda tek başımaydım.

Sayfalardan birinde yörenin bitki örtüsü betimlenirken sıralanan isimleri okurken, “keditaşağı”na gelince durdum:

“Mor kayanın ortasında kıpkırmızı keditaşağı çiçekleri bitmişti.”

Bu “keditaşağı” denilen bitki, çiçek hangisiydi acaba? Düşünüyorum taşınıyorum, fakat çıkaramıyorum. Yaşar Kemal söz ettiğine göre, bizim oraların bir bitkisi bu! Ama hangisi? Çocukken üstüne bastığım, yolduğum, kopardığım bir bitki, bir çiçek… ama hangisi? Mantık yürütmeye başladım artık. Ben “keditırnağı” denilen çiçeği bilirim ve çok da severim. Kedi tırnağı çiçeğinin yaprakları gerçek kedinin tırnaklarına benzediğine göre, kesin, keditaşağı bitkisi de…

Kedi taşağı?!! Nasıl bir şey acaba?

Kedi görmüşlüğüm, kedinin karşısına geçip onu sevmişliğim var ama, ben kedinin çenesinin altını, kafasının arkasını, ensesini okşadım, gözünün içine baktım!

Derken, aklıma geldi; yahu, biz çocukken bize küsenlere, “küsersen küllüğüme sarımsaklı büllüğüme” derdik, bu “sarımsak” o “sarımsak” olmasın, sakın?!

Bu mantık yürütme şekli de işe yaramadı. Çünkü bir tarafı sarımsağa benzeyen bir bitki gelmedi gözümün önüne.

Benim aklıma bir tarafı sarımsağa benzeyen bir bitki gelmedi ama, tam bu anda, Yaşar Kemal geldi, hem de arkasında ellerindeki kameraları, Yaşar Kemal’in uzun boyunu yukarıdan görüntüleyebilmek için kaldırabildikleri kadar yukarıya kaldırmış bir TV kameramanları ve muhabirleri ordusuyla birlikte.

Tören salonunun kapısına yakın yerde durduğum için bir anda karşı karşıya, göz göze geldik Yaşar Kemal’le.

Karşımda Yaşar Kemal ve yanında bir alay basın mensubu ordusu!… Ama benim aklım hâlâ “keditaşağı”nda.

Birazcık da bir şey söyleme zorunluluğuyla, “Valla, Yaşar Amca, bitkilerin hepsini gözümün önüne getirdim ama, “keditaşağı”nı çıkaramadım” sözü dökülüverdi dilimden. Yaşar Kemal, “Çıkaramadın mı, ulan?” deyip, yüzünde beliren kocaman bir gülümsemeyle elini başıma koyarken kalabalıktan gülüşmeler… (Selim ÖZGÜL)

Selim Özgül kimdir : 1957 yılında Doğu Çukurova da Osmaniye’de doğan bir Güneyli . Başka ülkelerde basılan pek çok anlamlı kitapları dilimize çevirerek basılmasını sağlayan bir çevirmen. Afilli Kalem adlı mizah, politika ve kültür kokan kitabında yazarıdır. Çoğu Çukurovalı gibi Türkçeyi çok iyi  kullanan bir yazar. Ülke gerçeklerine duyarlı olan ve bu yüzden yıllarca sıkıntıya sokulan , yıllarca cezaevinde tutulan bir sosyalist yurtsever.

One thought on ““MOR KAYANIN ORTASINDA KIRMIZI KEDİTAŞAĞI  ÇİÇEKLERİ BİTMİŞTİ”

  • Hatice Altunay

    Geniş oylumlu güzel bir dergi. Kesinlikle tez hazırlayanlar için güzel bir kaynak, geleceğe bırakılacak güzel bir miras. Düzenli olarak yazamasam da…Her metni okuma olanağı bulamasam da zaman zaman okuduklarım oldu. Belleğimeyeni bilgiler ekledim. Söz uçar yazı kalır diyerek tüm emekleri kutluyorum.
    Akademik anlamda güzel çalışmalar gerçekten, coğrafya, tarih, bölge sanatçıları derinliğine işleniyor.

    Yanıtla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir