Yazarlar-Konular

ÇOCUK OYUNLARI

İbrahim Çenet

Çocuklukta  oyun çok önemli. Bütün psikologlar  bunun gerekliliğini anlatır. Bu durum çocuğun zeka  ve akıl yürütmesinde  çok işe yarar. Bu eski oyunlar gördüğünüzgbi açık alanda oynanır. Bu durumda çocuğun spor , sağlık ve gelişimine çok katkı sağlar. Ancak şimdiki  devirde  çevre önemsenmediğinden çocuklara  oyun alanı kalmadı. Dolayısyla  çok şey gibi çocuklarıda  dar alanlara hapsettik. Çocuklar kollektif yaşamdan , oyundan uzaklaştı. Aynı durumda  çok şeyde olduğu giğbi çocuklar bireyselleşti, içe kapandı,sosyal yaşamdan uzaklaştı. Buda  çocuklarımızı daha küçükten sıkıntıya soktu.  

Daha  düne kadar köylerde, hala açık alanı bulunan mahallelerde bu aişağıda  anlatacağmız çocuk oyunlarını oyuyorduk. İşte  bazıları :

1 – KÜŞKÜ  OYUNU

A — Küşkü oyunundan amaç ;

— Çocuğun açık havada , stresten uzak, birazda spor amacıyla iç dünyası ve fiziksel açılımı için oynanır.

— Oyundan  daha da beklenen amaç ; çocuğun / gencin beceri, kuvvet ve akıl yürütmesi üzerinedir.

  — Oyun kollektivizm ,  sosyal gösteri ve eylence üzerine kurulmuştur.

— Bu oyunda, oyunu oynayanlar kadar etrafta ki gençler , yetişkinler ve ana – babalarda eylenir.

B – Oyun alanı ve oyun için gerekli araçlar :

— Oyun açık hava , çimenlik ve yumşak bir toprak alanda oynanır.

— Her oyuncu çocuk üçer – beşer küşküyü  bizzat kendisi yapacaktır.

Küşkü : elli – altmış cm uzunlukta baş parmak kalınlığında ucu özellikle bir bıçakla sivriltilmiştir.

Not : bu küşküleri bizzat çocuğun yapması bile oyunun – beceri kavramına giren – amaçlarındandır.

C – Oyun başlamadan önce kollektif ve dikkat çekme gösterisi.

Küşkü oyunu iki gurup halinde ve her gurup en az iki ya da üç kişiden oluşur. Her çocuğun elinde üçer – beşer küşküsü vardır.

Çimenlik alanda oyunu oynayacak çocuklar ellerinde küşküleri olduğu halde , gurup halinde arka arkaya yarı oynar gibi dolanırlar . Etrafta onları seyreden öteki çocuklar , gençler ve varsa eğer ana –  babalarıda seyreder, sevgi gösterisi yapar.

Önce çocuklar iki guruba ayrılır, her gurup diyelim üç kişiden oluşur. Oyunda boş ebe ve oyuna başlayacak gurup şöyle seçilir :  Çimenlik yerde  küçücük bir nokta belirlenir , her guruptan bir çoçuk küşküsüyle, o noktaya en yakına saplamaya çalışır. Noktaya en yakın saplayan gurup değilde öteki guruptan birileri küşküsünü boş olan çimene kuvvetlice  saplar. Oyunda böylece başlamış olur

Öteki guruptan bir kişi de bu yerde ki küşküye karşı  hamlesini yapar: Yani kendiside küşküsünü yere saplarken önceki küşküyüde  düşürecektir. Eğer düşürürse , düşen küşküyü alır. Düşüremezse , böylece yerde iki küşkü vardır. O zaman öteki guruptan bir çocuk küşküsünü yere saplar onlardan birilerini düşürmüşse  onu alır düşürememişse öteki guruptan bir çocuk aynı amaçla küşküsünü  kuvvetle ve beceriyle yere saplar. Tabi bir küşküyü düşürüp alan çocuk yeniden yerde ki  küşkülere hamle yapar.

Sonuçta gurubun birileri küşküleri  kazanır . Bu çöp – oduncuk parçalarının pek bir değeri yoktur , orada kırdan elde edilmiştir. Ancak spor, beceri ,gösteri ve kolektivizm açısından anlamlıdır.

Küşküleri kazanan gurup önde olduğu halde hep birlikte , ellerinde küşkülerde olarak etrafta bakanları selamlar, oyunda biter.  

Not : — Bu oyun genellikle erkek çocukları tarafından oynanır. Nasıl ki kızlarda güreş yapsa bile , güreş erkek çocuklar tarafından yapılır.

— Bu oyunu her yaşta çocuklar oynayabilirsede genellikle sekiz on  yaşından büyük çocuklar  oynar yani  14 – 15 yaşında ki çocukar. Özel not : 60 -70 yıl önce benim çocukluığunda köyün meydanında ki çimenlik alanda  yetişkin gençler ve hatta evlenmiş çocuğu  olan gençlerde  oynardı bu küşkü oyununu .

2 – KALE  YIKMAÇ

A – Kale yıkmaç oyunundan amaç :

Gurup oyunu olduğu için kollektivizm, cesaret, beceri ve spor  amacıyla yapılır. Aynı zamanda oyunu seyreden insanlar içinde hoş bir gösteridir. Oyunu genellikle yetişkin çocuklar oynar, hatta bazen evli barklı gençlerde oynar.

Oyun en azından geniş bir avluda ya da bir meydanda oynanır. Açık havada stresten uzak, spor amaçlı, kuvvet ve  akıl yürütmeyi gerektirir.

B – Kale yıkmaç oyunu bir gurup oyunudur. İki gurubun çekişmesi ve becerisi üzerine kurulu olarak, her gurup  üç kişiden oluşur. Her gurupta bir sözcü , planlayıcı vardır.

C – Oyun için araç – gereçler ve hazırlık :

Oyun için en azından otuz – kırk adım uzunluğunda on adım eninde bir alan gerekir. Her gurup kale dediğimiz üç adet taş belirler . Taş – kaleler bir süngüç yada bir karış uzunluğunda dört yada altı parmak eninde kaba sayılacak taşlardır. Gene altı oyuncununda en azından birer tane taş güllesi vardır. Gülleler bir çocuk yumruğu kadar değilsede bir yetişkin insan yumruğu kadardır. Kaleler ve gülleler en azından kaba da olsa işlenmiştir. Gülleleri işlemek için her çocuğun demirden keser gibi aleti olmaz. Gülle yapmak için belirlenen taştan daha sert bir taş keski olarak kullanılır.

D – Oyun alanının düzenlenmesi :

Üçer kişiden oluşan her iki gurup  ‘kale ‘  denilen taşları en az iki metre aralıkla toprağa ya da çimene  dikey  olarak basitçe  diker, tutturur. Karşıda ki gurupta aynısını yapar. İki gurubun kalesi arası en az on metre kadardır.

E – Oyuna başlama  kuralı:

Yarışmaya başlama ve oyun işleyişi şöyledir : Hangi gurubun oyuna başlayacağı şöyle belirlenir : Oyun alanının bir yan tarafına küçücük bir beyaz taş konur . İki taraftan belirlenecek birer kişi elinde ki taş gülleyle o beyaz  nokta taşa atar. Amacı  güllesini en yakına getirmektir. Bir oyuncunun güllesi belirgin derecede yakın sa o gurup başlar. Hayır  tam belli olmuyorsa bu kez hangi oyuncunun güllesi yakın diye  ölçülür. Uzaklık ölçüsü şöyledir : Bir ayak, beş ayak , bir karış, bir süngüç iki parmak gibi diye ölçülür.

 F – Oyun oynama ve kazanma kuralı :

Oyuna başlamaya hak kazanan guruptan bir kişi elindeki taş gülleyle karşı tarafın kalelerine atar. Amaç o kaleleri yıkmaktır. Bir kaleyi vurdu – yıktı. Elinde ki taş gülleyle ikinci kaleye atar. Diyelim vuramadı. Bu kez  karşıda ki guruptan bir kişi onların kalesini yıkmak amacıyla  atış yapar. Vurdu  o kale dışarı alınır ikinciyi üçüncüyü vurmaya çalışır. Vuramadı tekrar karşıda ki guruptan birisi  atar.

Sonuç amaç , gurupların amacı karşıda ki gurubun kalelerini hepten yıkmaktır. Kaleleri hepten yıkılan gurup bu  oyunu ( seti )  kaybetmiş olur. Oyun bir – sıfırdır. Guruplar yer değiştirir. Yeniden başlar, oyuna seti kazanan gurup atış yaparak başlar. Diyelim beş set üzerinden anlaşmışlarsa kim üç seti aldı oyunu kazanmış olur.

3 – CEVİZ  YUVARLAMAÇ

Bu oyunda da birliktelik, beceri, spor ve özellikle üretim ve çalışmada var.

Bu oyun cevizleri  çırpma dediğimiz ceviz hasat meysiminde oynanır.  

Çukurovanın dağlarında , dağ – ova eşik alanlarda sulak dere kenarlarında bolca ceviz ağaçları vardır . Yaz sonu bu ceviz meyveleri toplanır. Derede ki su kenarlarında öyle ceviz ağaçları vardır ki beş – sekiz hatta on katlı bina yüksekliğinde olanları da vardır. Bunları hasat etmek kolay değildir. Deneyimli genç erkeklerce uzun ağaç sırıklarla çırpılır ceviz meyveleri. Doğaldır ki  çalışanlar tüm ceviz meyvelerini toplayamazlar. Kimi cevizler yakında ki bataklığa düşer kimileri hemen dere içinde ki  böğürtlen büklerinin içine düşer.

Cevizin çırpılacağı zaman biz çocuklarda heyacanlanır. Hasat durumunun bitmesiyle beraber ‘ başak ‘  dedikleri ağaçta kalan ve büklere bataklığa düşen cevizleri toplamak serbesttir. Orada planlı bulunan çocuk gurubu , ağaçta kalan cevizleri , sapan taşlarıyla düşürür, toplar. Böğürtlen bükleri içine düşen, bataklığa düşen cevizlerde  çocuklarca kollektiv olarak toplanır .

Bir araya gelen çocuklar ortada ki cevizleri , bu toplama işine kaç kişi girmişse o kadara böler, öbek haline getirir. Bir çocuk arkasını döner . Ebe seçilen birileri bir öbeği göstererek , bu kimin ? Der . Arkasını dönen o kişi  oradakilerden birisinin adını söyler, o öbek ceviz ona verilir. Sonra gene o arkasını dönen kişiye  sorarlar peki şu öbek kimin denir. O kişi başka birisinin adını söyler . Böylece imece usulü ile toplanan cevizler toplanıp paylaşılmış ve mutlular.

Bundan sonra , oradakilerden birileri sorar ceviz yuvarlamaç oynamak isteyen var mı ? Genellikle hepsi, evet der. Bundan sonrta şans yada ( kumar gibi ) bir oyun başlar.

Oyun şöyledir :

İki metre kadar bir alan taştan ottan temizlenir . Ve alan biraz eğimli olacaktır. Eğimli alanın üst tarafına bir başlama noktası belirlenir. Bir kişinin ebe olması sağlanır . Ebe boş alana üste belirlenen çizgiden cevizi bırakır , yuvarlar. İkinci biriside ondan sonra yuvarlar, sonra üçüncü kişi… Kimin cevizi yuvarlanalardan birisine değer  o kişi o an alanda ki tüm cevizleri alır. Ve kendisi ebe olarak bir ceviz yuvarlar sonra öte ki ve gene kim ki  yuvarladığı cevizi  orada ki bir cevize değer ve o alanda ki tüm cevizleri alır. İsteyen istediği an oyundan çekilebilir. Ancak genelikle  bir oyuncu  orada ki cevizlerin çoğunluğuna sahip olur. Kazandığı cevizler önünde etrafa  havalı şekilde bakar. Sonunda  cevizleri kazanan kişi kendi iradesiyle  kazandığı cevizleri öteki kişilere tekrar dağıtır, bağışlar. Tabi anlamlı bakışlarıyla birlikte. Herkes o gün çalıştığı, topladığı bir nevi ürettiği cevizi meyveleriyle  ailesine gösterir.

Bu  oyunda da toplu çalışma var, üretme var. Spor var.

 İbrahim Çenet kimdir: Çardak köyü / Osmaniye de 1949 yılında doğdu. İstanbul Üniversitesinde hukuk, Paris Sorbon üniversitesinde edebiyat ve dil okudu. Politikacı , yazar . Uzun yıllar cezaevlerinde tutuldu.

Anadolu Halk Bilim Kültür Akademisi kurucularından. 2000 yılından beri devam eden Özgür film festivali ve ‘Özgür İnsan Ödülü ‘ kurucu ve yöneticilerinden. Ayrıca Yaşar Kemal anısına etkili ve anlamlı edebiyat etkinliği organize edenlerden. Belgesel filmler yapımcısı.

Yerelden Evrensele adlı ; bilim , halk bilim, tarih , arkeoloji, sosyal ve toplumsal coğrafya dergisi kurucu üyelerinden.

Evli üç çocuğu ve iki torunu vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir