Yazarlar-Konular

KÖNÇEK DÖNDERME

Bekir Dağsever
—Hadi hazırlan da gidelim.
—Tamam deyip fırladım.
Birkaç gün önceden sözleşmiştik. Hazırlanıp Seyfi’yle yola düştük.
Bugün akşama şenlik var: Güneydeliktaş’ la Kuzeydeliktaş köyleri arasında güreş olacakmış.
İki köyün ağaları anlaşmışlar. Başpehlivanlığı kim alırsa ona bir tosun, diğer dereceye girenlere de para vereceklermiş. Güreş çok çetin geçeceğe benziyor.
Çok yakın mesafede olan iki köy öteden beri birbirlerine rakiptiler. Çocukları, kadınları, gençleri, tavukları, eşekleri, atları her şeyleriyle rakiptiler. Ne zaman ne için neden rakip olduklarını kendileri bile bilmezdi. Ama her iki köyün ağası birbirleriyle anlaşırlardı. Aslında onlar da gizliden gizliye rakiptiler. Fakat işin içine ortak çıkar girince çabucak anlaşıyorlardı. Bu da köylüleri ucuza çalıştırmak mallarını kelepir niyetine almak içindi.
Biz Seyfi’yle konuşa konuşa sinsin yerine vardığımızda; davullar zurnalar çalmaya başlamış, ortaya yakılan sinsin ateşi neredeyse göğü yalıyordu. İki tarafın gençleri ayrı yerlerde toplanmış sinsine çıkmaya cesaret edemiyorlardı. Aslında buna cesaretsizlik denmez de birilerinin açılış yapmasını bekliyorlardı.
Komşu köyler buranın güreşinin çetin geçeceğini bildiklerinden meraklı insanlar güreş seyretmeye gelmişti.
Biraz sonra: “Seyfi, Emmioğlu beni kolla Sinsin açılışını ben yapayım” dedi. Kalabalık kadınlı erkekli ateş çemberinin kırk elli metre gerisinde sinsin ateşine eşit uzaklıkta daire şeklinde toplanmıştı. Herkes sabırsızlıkla güreşin başlamasını bekliyorlardı.
İki tarafın da köy büyükleri bir araya gelerek hakemleri belirlediler. Her iki köyden de hakem seçmeyip hakemleri Başkonuş ve Topraktepe Köyünden seçmişlerdi hakemleri.
Hakemlerin ortaya çıkmasıyla davullar Cezayir çalmayı bırakıp Köroğlu vurmaya başladı. Bizim Seyfi’yi sinsin ateşinden bir genç kovaladı. Seyfi sinsini bırakıp yanıma geldi. Seyfi’yi kovalayan genç ateşin başında dönerek güreş perdahı yaptı. Bu genç, ateşin etrafında bir tur döndü dönmedi onu başka biri kovaladı.
Bu sinsin kovalamacalarını başkaları takip etti. Biraz sonra hakemlerden biri düdügünü öttürdü. Davullar zurnalar kirpedek sesi kestiler. Cazgırlardan biri yüksek sesle bağırdı: “Güneydeliktaşla Kuzeydeliktaş köyleri arasında güreş var. Allahını seven hakemlere müdahale etmesin” dedi.
Güreşmek isteyen gençler sağda solda ısınma hareketi yapmaya başladılar. Her iki tarafın büyükleri ve eski güreşçileri, güreşeceklere güreş taktiği veriyorlardı. Küçüklere; çengel takmasını, kafa kolu, kleyi, kol çengelini ve sarmayı unutmamaları için sıkı sıkı tembih ettiler. Rakipleri hakkında ne biliyorlarsa anlatıyorlardı. Güreşe önce çocuklardan başlandı. Ardından gençler daha sonra büyükler güreşti.
Güreş kıran kırana devam ederken arada bağrışıp çağrışmalar itirazlar olduysada hakemler duruma müdahale edip ortalığı yatıştırdılar. Güreş bitti. Tosunu Güneydeliktaş’ın pehlivanı kazandı. Güneydeliktaş’ın pehlivanına homurdananlara “adam bileğinin hakkıyla kazandı” dediler.
Güreş bitince kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başladı. Güneydeliktaş’ın gençleri davulu zurnayı çağırıp güreş yerinde kabadan başlayıp pesoya kadar ne kadar halay varsa hepsini oynadılar. Bu oyunla başpehlivanlığı kendilerinin kazanmasını kutladılar. Yenenler neşeli yenilenler üzgün evlerine dağılırken biz de Seyfi’yle yola düştük.
Meydanın bir kenarında iki kadın öyle bir ağız dalaşına düşmüşler ki ağza alınmayacak küfürleri bir birlerine savuruyorlardı. Biri ötekine “Kahpe; o könçeği döndermesen de kazanan bileğinin hakkıyla kazansa olmaz mıydı? Könçeği dönderdiğin için kardeşim yıkıldı. İnşallah bir gün o könçeğini başına geçirirler de bir daha könçek dönderemeye yüzün olmaz diye bağırıyordu.
Seyfi:
Emmioğlu Söyle
Emmiğlu könçek dönderme nedir?
Dedimki:

  • Emmioğlu inanışa göre bir kadının kardeşi veya oğlu güreşe çıktığında könçeği ters giyerse rakibini yenermiş. Ben de koca anamdan duydum.
    ( * ) Könçek : Fransızca , külot dedikleri kısa iç alt çamaşıra denir. Daha doğrusu bu söz edilen iç çamaşırın asıl adı ‘gön çek’ tir. Doğu Çukurovada böyle söylenir.
    ( * ) Burada söz edilen bu , ‘könçek dönderme’ ve sonucuna inanma , adı üzerinde tamamen bilinçsiz insanların kendisini kandırması için uydurulmuş bir olgudur.
    Bekir Dağsever kimdir : Osmaniye / Düziçi / Çitli köyü doğumlu ve yaşayanı. Ne zaman doğduğunu kendiside bilmiyor. Bir elin parmakları kadar çocukları ve torunlarıda var. Düziçinde lise , Eskişehir Anadolu Üniversitesinde okudu. Emekli .
    Halkbilim araştırıcısı ve derleyeni, öykücü ve özellikle şair. Bekir Dağsever için halkbilim araştırıcısı dedik ancak ; 14 kadar üniversiteyi bitiren genç araştırıcı Bekir Dağseveri araştırarak ya da onunla konuştuklarını yazarak ‘okul bitirme tezi ‘ yazarak diploma almışlardır. Başkaca dört kadar üniversite mezunu Bekir Dağseverle konuştuklarını mastır tezi yaparak yüksek lisans diploması almışlardır. Ve bir kişide gene Bekir Dağseverle çalışma yaparak, onu dinleyerek , dinlediklerini kaleme alarak Doktor ( doktora ) ünvanına kavuşmuştur.
    Zamanını şu an Doğu Çukurova , Düziçi / Çitli köyünde ve de Çukurova kentlerinde dolaşarak geçiren bir halkbilim yaşayanıdır. Basılı pek çok kitapları vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir