Yazarlar-Konular

” Kamu alem bir dir bize” ya size !…

Halit Bedirboz

Insanlık tarihinin gelmîş geçmiş en büyûk ozanı, damıtılmış su misali Koca Yunus’un

sözü üzre söz söylemek düşmez bize.. Dil ,kamu olmaya görsün,,eskilerin dediği olur ilk önce, çatal dil olur, yılan dil olur zehirler insanı, ikiye böler ; bir’ lik dir’ lik olmaz olur. Dilin sahipleri türer devlet ve toplum katında ve artık ne KAMU kalır ne de DİL ; bir Eflatun Platon mağarasıdır alem, karanlık dipsiz kuyuda ışığa çaresiz bakan, anlam veremeyen bir insan yığını..

O halde, dil devlet ve toplumun kamusudur, hiçbiŕ şekilde özelleştirilemez ,hiçbir kimse “dil benimdir” diyemez. Fakat, gûnümüzde dilin çok farklı şekillerde özelleştirildiğine tanık oluyoruz. Bunların başında, neredeyse tamamı küresel finans kapital ( tefeci- banka sermayesi, Das capital ” le capital ” yani üretim sonucu sermaye değil) veya yerli işbirlikcilerinin denetim ve kontrolü altında olan adı ” medya” olan, gerçek rolü ise “anti-medya” olan neo liberal sapkın dil ve dilin patronu ,sahibi kesilen şirketler, sermayesi dil olan, kapitalizmin asalak güruhu.Tek amaçları,toplumların açık, yoksulluk, savaşlar ve doğa yıkımının ardındaki her tür hakikati keşfetmesine engel olmak. Bilim ve sanata aykırı bir yönelime neden olmak. Bu,hayatın doğal akışına göre değil de, aksine yönelime, insan vûcudundaki tüyler nasıl hepsi aynı yônde ise, aksi duruma fransızca à rebrousse- poil diyoruz. Bu evre ,Türkiye’de uzun yîllardır yaşanıyor, ve bunun önûne geçebilecek ,siyasi, felsefi, sosyal bir yönelim varolsa da ,ufukta görünüyor mu ? Yanıtı zor, çûnkû dilin patronları ,dili bir araç, alet adavat , meta, nesne olarak gören siyasiler egemen ,iktidar olan. Bir diger dili özelleştirme şekli de, edebiyatçılar arasında var ; bizde özellikle 90 lı yîllarda “sol” da hayli sıkça görûldû. Bu kîşiler Adorno etkisinde kalmış, halkın dilini edebiyat için yeterli görmeyip, edebiyata özģü ve hatta edebiyatçı yazara özģü bir dil arayışına sürüklendiler, dilin kamu olduğu gerçeğinden , “otantik düşsel, mitolojik vs.” nedenler ileri sürerek koptular. Oysa, Adorno açık ve net olarak halkın dilinin edebiyat için yeterli olmadîğını ileri sûrerken ,bir libéral olduğunun da farkînda değildi, cumhuriyetin dil felsefesinden yoksun oldugunu bilmiyordu, bizimkiler gibi..Büyûk Rus yazarı Gogol ise, bu kavgayı 1850 lilerde bugûnkû Ukranya’da Kiev’de saraya ve ortağı burjuvalara karşi halkın dilini cansiperane savunarak veriyor ve bundan hiçbir ödün vermiyordu, Dostoyevski nin de Rus halkına ve diline aşkla bağlılığı bütün dûnya edebiyatçılarının bildiği bir gerçektir. Puşkin gibi..

Ve, Dîl diyalektiktir ; nasıl Koca Yunus evvelden bugûn bize sesleniyorsa, bugûnde yarına ahire, geleceğe maya çalar DİL ; ” mende sığar iki cihan,men bu cihane sığmazem” derken Koca Nesimi, bunu der. Zaman ve mekanla sınırlanamaz DİL. Sonsuzluğu imleyen dildir bize miras kalan. ANADOLUNUN büyük ozanı Homeros tur bu aynı zamanda, epik şiirin zaman mekan ötesi -anakronik- büyük bilgesi. Yani bizim Ömerdir. Ve CANDIR DÎL, CANLIDIR ,NESNE META ,ARAÇ ALET ADAVAT değildir. Karacaoğlan’ın her deminde her deyişindedir ,yoksa ,” çıplaklığını soyunur” muydu, giyinir miydi baharı Çukurova. Büyük ulu ozanlar için söyleriz ,imleriz..imdi imleyelim ..mi ne dersiniz..

KAMU İMLER TAŞ DUVAR

Kamu dilince taş duvar

Arka yüzüne yazdım adımı

Ahi Evran’dan miras, cephesi manida

Güne bakar.

Kaybolmanın sırrı bencileyin erenler.

Işığın sessizliğî vurup geçende beni

Gönence olur ” ben im” der dillenir dil

Kelimeler heceler imlenir

Sözüm size değildir efendiler

Şiir ” yazmak” sanır ya edebi kabzı mal

Vakti saat gelende salkım söğüt zaman örenceyedir.

SEN ANA DOLU OL BİR DAHA

Bensiz bir ben var nedense bende

Ne fikrimin ince gülü ne bülbülü

Surete nispet sırra inat

Dünya alem yerli yersiz yerinde hep

Heyhat, düşen bir hazan yaprağı kederinde ben

Kozalak derdim benim eyvallah

Karayele estim koyaklara çimledim

Dilek tuttum Karaçam dalına

Kör olası gölge dağıla

Sen Anadolu Ol Bir Daha

SABAH OLA HAYROLA

Ten içre soluk dışı kabuk

Yamacım gövdem bir tutam can

Doruksuz ışık kuytuda gölgem aranırken

Arsız damar azap yurdu, alev soyunur pencere

Suretince cehil kara zebani

Yunus’un sonra 700 yıl gece

Bir geldik daha açıla gûndüze

Gel de gör gözûm gün görünce

Oluksuz göz yaşı selden hallice

Toprak doymaz kana, suya lanet mi ola

Zehir mi hava

Yak çakmak göz karanlığı

Sabah ola hayrola

Ala giymiş karşıki dağ yamacı

Imece türkü çağırır türkmen kızları

Mor sûmbüllü gelincik sarı al yazmalı

Koynu kekik bağı, terki yılkı atı

Taş bükü suyu dili doruk tadı

Çukur dünya göynüm diş budak dalları

Halit Bedirboz kimdir :

1968 sosyalist devrimci kuşağından ; 1971 – 74 te THKP- C sanığı olarak hapis yattı.1977 1 Mayıs Katliamı sonrası tutuklandı ve akabinde , dış haberler servisinde tercûman olarak çalıştığı  Ayrıntılı Haber gazetesinden atıldı ,1978 te tahliye edildi.1980, 12 eylul de tutuklandı ,hapis yatti..,2 kez Cerrahpaşa Tıp Fakûltesinden atıldı.1980 cuntasında çalıştıgı Ístanbul Belediyesi Sarıyer Şubesinden  de atıldı.1988 de yurt dışına çıktı.

Papirüs,Varlık,Edebiyat ve Eleştiri,Nikbinlik,BerfinBahar,Sanat Cephesi ve Teori  Digraphe vb.dergilerde yazı ve çevirileri yayımlandı.2003 te Paris’te Ĺ’Harmattan yayınevinin yayınladığı ” Akdeniz 14 şair kitapta yeraldı.( Méditerranée 14 poète..)..1997 de Ulusal Edebiyat Merkezinin bilgi ve onayı kapsamında yayınlanan ( Centre national des Lettres ) ,kurucuları arasında filozof  Jacques Derrida’nın ve Aragon’un arkadaşlarının yeraldığı Digraphe dergisinde yaptığı taş heykelleri ûzerine editör Jean Ristat tarafîndan kaleme alınan edebi felsefi , sanat makalesi yayınlandi.Tarihi taş eser binaların restorasyonunda, mesleği olan taş yontu ustası olarak çalıştı.( Verasaille Şatosu,Notre Dame Amiens Katedrali,Chateau Vincenne,Université Decartes,Chatedrale Saint Louis,..) Türk şair ve yazarların Fransızca çevirilerini yaparak Fransada yayımlanma çalışmalarina katıldi. Dil, felsefe ve demokrasi üzerine pek çok yazıları, çalışmaları vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir